BÜYÜK DENİZ SAVAŞLARI VE
JEAN YVES DELITTE
Hazırlayan: eankara

Gemiler ya da denizlerde süren savaşlar hem resim , hem de çizgi roman sanatında sevenleri tarafından ilgiyle izlenen konular. Ama, ne zaman deniz ve resim konusu bir cümlede geçse, aklıma hemen çok önemli bir ressam gelir, Ayvazovski ! Tabii, Türk resmi denildiğinde deniz ortamı ve gemilere ait önemli ressamlarımız bulunuyor. Bilindiği gibi, çizgi romanımızda da bir çok önemli sanatçımız var. Tüm bunlar, bir başka yazımın konusu.
Bu yazının konusu , bir donanma ressamına ait , Jean Yves Delitte.

Delitte ve Sanat Yaşamı, Düşünceleri ( * )
Sanatçı ; donanmanın resmi ressamı ve Denizcilik Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin asil üyesi ve eğitim almış bir mimar ve tasarımcı. Çalışmaları ilk olarak , ‘’ Tintin ‘’ dergisinde yayınlandı.
Daha sonra Philippe Richelle tarafından senaryoları yazılan ‘’ Donnington ‘’ ve ‘’Les Coulisses du Pouvoir ‘’ ardından iki dizi ( ‘’ Le Neptune ‘’ ve ‘’ Les Nouveaux Tsars ’’ ). ve Tanâtos görüldü. Bu arada; Didier Convard ile birlikte çalışmayı , Xavier Dorison ve Fabien Nury ile ‘’ Les Brigades du Tigre ‘’yi de sayabiliriz.
Ama, sanırım Delitte’yi okur kitlesini artıran esas çalışmaları deniz ve gemiler dünyası oldu. Üç direkli gemi Belém’in prestijli hikayesini anlattıktan sonra, bir Kızılderili korsanın maceralarını hayal etti.



Black Crow ( Kara Karga ) serisiyle 18. yüzyıla damgasını vuran ve U-Boot ciltleri aracılığıyla geleceğimize dair üzücü bir vizyon çizen sanatçı, Glénat baskılarıyla büyük deniz savaşlarını konu alan bir seri başlattı.
Ama, sanat yaşamını başlangıcından itibaren , Delitte’nin sanat yaşamını, çok kısa olarak kendi anlatımından okuyalım.



‘’ Çocukken çizgi romanlara kapılmıştım ve bunun nedeni muhtemelen babamın, 40 yıldan fazla bir süre önce çizgi romanın zirvesindeyken güzel bir kütüphaneye sahip olmasıydı! O andan itibaren, elime kalem tutacak yaşa geldiğimde, çoğunlukla tek sayfalık kalitesiz kağıtlara kendi çizgi romanlarımı çizdim ve hayal ettim. Gençken babamın kütüphanesindeki klasik çizgi romanları okudum. Ben de diğerleri gibi bir Giraud’nun, bir Hermann’ın, hatta bir Hugo Pratt’ın çizimlerini önce taklit ettim. Sıkı bir çizgi roman okuyucusu değilim. Thomas Hoyne’un ( 20. yüzyıl Amerikalı ressamı ) resimleri dikkatimi çekti. Bazen bana ilham veren bir resim çalışması değil, bir fotoğraf oluyor; Ewan Lebourdais gibi bir fotoğrafçıyı düşünüyorum ( Delitte, Belçika Donanması Resmi Ressamıdır. Ayrıca Fransız Denizcilik Sanatları ve Bilimleri Akademisi Asil Üyesidir. ) İlhamlarım konuya göre çok ve çeşitlidir. Çizim çalışmalarımın başında “İşbirliklerim” aslında iki kişiyle sınırlı.

Bunlardan ilki Jean-Luc Vernal, diğerlerinin yanı sıra Jugurtha’nın senaristi ve Tenten gazetesinin genel yayın yönetmeni. İlk adımlarımı atmama izin verdi ve bana destek oldu. Ayrıca onun senaryolarından yola çıkarak, önce Tenten dergisinin sayfalarında önceden yayınlanan ve daha sonra Editions du Lombard tarafından düzenli olarak yapılan ve ” Tarih ve efsane ” koleksiyonunda bir albüm olarak yayınlanan birkaç kısa öykü oluşturdum . Albümün adı “ Onna ”ydı.


İkinci kişi Philippe Richelle’dir. Uzun zamandır bir arkadaşım Jean-Luc Vernal aracılığıyla Tenten gazetesinin koridorlarında buluştu . Bu dostluk ve birliktelik birçok diziyi doğurdu.
Denizcilik konusu çok az işleniyor. Çoğu zaman gerçek bir tarihsel kesinliğin olmadığı fantastik bir maceranın içindeyiz! Dümen 1730’larda ortaya çıkarken, 17. Yüzyılda geçen bir macerada, dümen tutan gururlu bir kaptanı keşfetmek alışılmadık bir durum değil ! “Uzman” olarak tanımlanabilecek yazarlar bir elin parmakları kadar sayılabilir! Aynı zamanda paradoksaldır. Donanma insanlık tarihinin bir parçasıdır.

Her ülkenin deniz ressamları vardır. Ben milliyetim gereği Belçikalıyım. Çizimim zamanla gelişti. Pablo Picasso’yu , Matisse’i ya da herhangi bir sanatçıyı alın, durumun aynı olduğunu görürsünüz. Gençlik eserleri ile olgunluk zamanları arasında fark vardır. Birçok çizim işleri yaptım. Ama, kendimi denize adadım. İnsanlar, dünyanın % 70’inin deniz olduğunu, ulaşımın % 95’inin deniz yoluyla olduğunu unutuyorlar.

İlk denizcilik hikayelerime dönüp baktığımda, bir titizlik eksikliği görüyorum. Zamanla güzel kitaplardan oluşan küçük bir kütüphane oluşturdum. Jean Boudriot, Jean-Claude Lemineur ve Patrick Villiers’in eserleri 17. ve 18. yüzyıl donanmalarına ilişkin referans haline geldi . Ayrıca Musée de la Marine Dostları tarafından yayınlanan Neptunia gibi dergilere de aboneyim . Tarihçilerle temasa geçmeyi, danışmayı ihmal etmiyorum.




‘’ Çoğu insan için, Louis XIV’in donanmasındaki bir gemi, Louis XVI’nın filosundaki geminin aynısıdır. Ancak bu, 1900 yapımı bir arabanın, her ikisinin de dört tekerleği ve bir motoru olması ilkesine dayanarak 2000 yılındaki bir modelle aynı olduğunu söylemek gibidir. Gemide düşünülecek oranlar da vardır. Örneğin, ana kirişin boyutu alt direklerin, bayrak direğinin yüksekliklerinin hesaplanmasında ve hatta ankrajların ağırlığının hesaplanmasında önemlidir . İllüstrasyonlarımın kusursuz olduğunu ve deniz arkeolojisi üzerine bir üniversite tezinde yer almaya değer olduğunu iddia etmiyorum ! Ancak gemileri mümkün olduğunca inandırıcı hale getirmeye çalıştığımı itiraf etmeliyim.

Deniz, normal, sürekli hareket halinde, hiç durmuyor, değişiyor. Bunun çizim için tehlikeli bir egzersiz olduğunun ben de farkındayım. Çok sert bir çizgi, dalgalı olması gerekirken donuk gözükür veya köşeli hale gelir. Gerekli şeffaflık da unutulmamalıdır.



Mimar tasarımı okudum. Ve benim mesleğim her zaman bu olmuştur. Çizgi romanlar aslında sadece bir “hobiydi”. Bazı insanlar boş zamanlarını golf ya da tenis oynayarak geçiriyor; benim için bu alan bir çizim masasının önüydi. Mesleğim bana çok büyük mutluluklar verdi. Kreasyonlarımın birçoğu seri olarak üretilen, kamusal ve özel alanları donatan tescilli modellerdir. Ancak son zamanlarda çizgi romanlara “daha fazla dahil olmaya” karar verdim. Bu da benim “mevcut üretimim” hakkında pek çok şeyi açıklıyor.’’

‘’ Ben ikna olmuş bir çizgi roman hayranı değilim. Aslında kütüphanemde yalnızca yirmi civarında çizgi roman olmalı, bunların çoğu basın servislerinden alınmıştır. “Güzel kitapları” daha çok seviyorum. Beni ikna eden çizgi romanlar aslında harika klasiklerdir. Zaten babamın kütüphanesinde bulunuyorlardı. Dolayısıyla, eğer bir dünyalıya çizgi roman okumasını tavsiye etmem gerekiyorsa, ona yalnızca Giraud ( Blueberry ), Hermann, Edgar P. Jacob,… ‘’ okuması gibi önerilerde bulunabilirim.’’



Büyük Deniz Savaşları
Büyük deniz savaşları konusunda , yapılan uzun açıklamadan alınan birkaç cümle, ele alınan tarihsel süreç hakkında fikir edinmemizi sağlayacak nitelikte;
‘’ Antik Çağ’dan Falkland Savaşı’na kadar tarihin en büyük deniz savaşlarının kalbine bir dalış. (…) Çatışmalar kaçınılmaz olarak mutsuzluk getirse de, çelişkili bir şekilde ilerlemenin de kaynağı olmuştur. Tarihçiler dünya tarihinde rol oynayan yarım binden fazla deniz savaşı saymışlardır. Donanmanın resmi ressamı ve denizcilik tarihi uzmanı Jean-Yves Delitte, bunlardan en önemli yirmisini seçti. Bu seçim bize 2.500 yıldan fazla bir geçmişe geniş bir bakış sunma olanağı sağlıyor. Öyleyse zamanda bir yolculuğa çıkın! ‘’



Gerçekten uzun bir yolculuk ! Zira, şu ana kadar seriden 22 cilt ve seriye ilişkin bir de özel cilt yayınlanmış durumda . ( ** )
Delitte , serinin nasıl ortaya çıktığından başlayarak, şunları söylüyor ;
‘’ En yakın kıyıdan neredeyse yüz kilometre uzakta yaşamama rağmen donanma dünyası beni her zaman büyülemiştir. Ama, Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim, 2015’teki Brüksel Kitap Fuarı’nda bu serinin fikrini bana öneren kişi Glénat’taki editörüm Philippe Hauri’ydi. Konsept hemen bana cazip geldi . Tarihi yorumlamayı seviyorum. Trafalgar savaşını hepimiz biliriz, bunu bir çizgi romanda defalarca anlatmak yerine, ancak gemi tepesinden hayal edilebiliyorsa ilgi çekicidir. Teklifim hemen kabul edildi . Hızlı ilerlememi sağlayan da bu oldu. İlk işim neyin “büyük deniz savaşı” olarak değerlendirilebileceğini tanımlamaktı. Keyfi de olsa seçim yapılması gerekiyordu. Altı yüzden fazla deniz savaşından bahsediliyor. İlk seçimim yaklaşık bir saat sürdü. Yirmi civarında savaş ortaya çıktı. Bazı savaşlar olmadan denizcilik tarihinden bahsetmek imkansızdır.’’

‘’ Sizi temin ederim ki ciltlerin hepsini çizmeyeceğim! Planımda başka projelerim de var ve onları da gerçekleştirmek isterim, biliyorsun. (Gülüyor.) Ayrıca her albümün sonunda “eğitici” bir dosya sunmaya çalışıyorum; 46 çizgi romanla anlatılamayacak bir mücadele bu. Başka yazarlar da katıldı. Başkalarının bu konulara nasıl yaklaştıklarını görmek beni heyecanlandırıyor.
Çalışmalarımla ilgili olarak , kurumun heybetli koleksiyonlarına istediğim zaman başvurabildim. Güzel bir kütüphaneye sahip olmakla övünsem bile, bunun hiçbir zaman Denizcilik Müzesi kadar etkileyici olamayacağını bazıları anlayacaktır.
Buranın küratörleri bir çizgi roman yazarının kendilerine soru sorduğunu görünce çok mutlu oluyorlar.




Tarihe yaklaşım konusunda , bir tarzım olup olmadığını söyleyemem. Sadece hikayemi hayal etmek için kendimi hikayedeki detaylara soktum diyebilirim. Bir şeyler, karakterler, durumlar icat ediyorum. Kendime özgürlük tanırsam, tarihsel temsil konusunda çok titiz davranırım.
Saçma sapan konuşmak istemiyorum. Her albümün sonunda, albümü daha da zenginleştirmek için hazırladığım, tarihi gerçekleri anlatan eğitici notlar yer alıyor.

1914-18 savaşının öyküsünü anlatmak zorunda kalsaydım, Jacques
Tardi gibi yapardım, yani kendimi savaşa ve onun üstlerine karşı sövüp
sayan kıllı bir adamın yerine koyardım. Güzel üniformasıyla, güzel beyaz
atının üzerinde birliklerine komuta eden yakışıklı generalin hikâyesini
anlatmaktan daha ilginç…
Bir anekdotumu anlatayım. Aynı adı taşıyan albümün sonunda Belém’in kaptanıyla tanıştığımda, çalışmam konusunda beni övdükten sonra, ona verdiğim tüm tuvallere bakıp, donanımın tıpkı aynı şekilde olduğunu söyledi. Ona asıl önemli olanın albümü beğenmesi olduğunu söyledim ve o da bunu onayladı. Doğal olarak gerçeğe saygı duymaya çalışıyorum. Yılların verdiği tecrübe ve merakla kendimi geliştirmeye ve bazı hataları tekrarlamamaya çalışıyorum. ‘’

Sanatçı, savaşa ilişkin düşüncelerini şöyle açıklamış;
‘’ Söylemesi korkunç olsa da özellikle savaşın teknolojik gelişmeler açısından neler getirdiğiyle ilgileniyorum. Tıp bile savaşa çok şey borçludur! Oldukça paradoks! Elbette, insanın ne yazık ki savaşmadan nasıl yaşayacağını bilmemesinden üzüntü duyduğumuzu söylemeye gerek yok. ‘’
Fransız Donanması her yıl ödüller veriyor. 2009’da Hermione adına Delitte’ye altın madalya verdiğini hatırlatalım.



Çizgi roman okurlarının Delitte’nin eserlerini eleştirdikleri de oluyor, övdükleri de. Genel olarak bakarsak, sanatçının albüm çalışmalarında eleştirilen noktalar karakter çizimlerinde yüzlerin birbirine benzemesi, diyalogların bazı yerlerde yüzeysel bulunması. Ama, tüm okurlar ve eleştirmenler bir özellikte birleşiyorlar. Bu durum da, tahmin edileceği gibi sanatçının doyumsuz çizimleri.
Birkaç okur görüşünden örnekler görelim.
GwenndAvallon takma adlı okur 18 Nisan 2017’de şu açıklamayı yapmış ;
“Büyük Deniz Savaşları” serisinin cildini satın alarak, tekneler, taktikler, denizciler ve kaptanlar, dumanı tüten toplar vb. ile bir deniz savaşını keşfedeceğimi düşündüm…
İyi bir kitap . Çizgi romanın bir kısmı bize askerlerin az ya da çok, çoğunlukla karadaki konuşmalarını gösteriyor…
Bunu heyecan verici bulmadım…
Yine de iki deniz savaşı sayfası buldum!
Hikâye pek ilginç değil, pek çok diyalog bu savaşın tehlikelerini anlamamızı sağlayamıyor (ki bunu bilmiyordum).”
Tiplemelerde Benzerlikler
Delitte, denizcilik ve yelkenli tekne tasarımında uzmandır. Bu çizgi roman, panolarının olağan güzelliğinden sapmıyor. Ama çizilen yüzler çirkin, hepsi aynı .’’
Radwan74 takma adlı okur 9 Mayıs 2021’de şu açıklamayı yapmış ;
Büyük deniz savaşlarını anlatan bir albüm için, yalnızca birkaç Fransız top atışıyla sınırlı bir savaş ve burayı terk eden bir İngiliz filosu bizi hayal kırıklığına uğratabilir.
Kazanılması gereken deniz savaşı konusunu ele alan, Yorktown’daki kara savaşının kaderini anlatan bu albüm hayal kırıklığı yaratıyor. Tarihi anlatım açısından son derece hayal kırıklığına uğradım.


Hikayenin kendisi hala hoş . Albümü kurtaran şeyler, savaş gemilerinin çok güzel çizimleri, özellikle de muhteşem çift sayfalık resimler; ve oldukça ilginç olan, Fransız müdahalesinin tarihsel bağlamını anlamamıza olanak tanıyan, Fransız filosuna ilişkin küçük bir son dosya.


Güzel deniz ve savaş gemileri resimleri eşliğinde, sevilen bir çizgi roman sanatçısının çalışmalarından örnekler gördük. Üstelik ağırlıklı olarak kendi anlatımlarıyla. ( Gemiler ya da sahip oldukları savaş donanımlarına ait teknik bilgilerden özenle kaçındım ! ) Deniz ve çizgi roman kavramları yan yana geldiğinde, şüphesiz pek çok kahraman akla gelir ama, benim olmazsa olmazım olan ” cool ” kahramanımıza bir selam gönderelim derim !!

Notlar :
—Sanatçının anlatımları , şu kaynaklardan derlenmiştir. ( * )
dBd Magazine No: 111 ( Mart 2017 ).
https://www.planetebd.com/interview/jean-yves-delitte/30.html
—Voiles et Voiliers dergisi No: 624 ( 20 Ocak 2023 )
Ayrıca, Delitte’nin Youtube videosu:
https://www.youtube.com/watch?v=OTJdXXjyt8A
—Sanatçının eksiksiz biyografisine şu linkten ulaşılabilir. ( ** )
https://www.bedetheque.com/auteur-808-BD-Delitte-Jean-Yves.html
—‘’ Deniz Savaşları ‘’ serisinde; 1571 yılında Osmanlı Donanması’nın yenilgiye uğradığı İnebahtı ( Lepante ) Deniz Muharebesini konu edinen çizgi roman da bulunmaktadır.


