Bir üniversite profesörünün ( Fizik ve Astronomi Bölümü ) bir kitap yazmak istediğini düşünelim. Araştırmaları uzun süreye yayılsın, kitabın yazılması çalışmalarına 2010’da başlansın.

Fakat yazar , zaman içinde , bir çok fizik konusunu içine alan kitabını çizgi roman şeklinde oluşturmaya karar versin ve sırf bu amaçla, çalışmalarına ara verip, çizim yapmayı öğrenmeye başlasın. Konu bir hayli ilginç hale geldi sanırım !

Bu yazımızda , çizgi roman yapısı içinde, bilimle ilgili merak edilen konuları içeren bir kitabı ele alacağım. Kitabın adı ‘’ Diyaloglar ‘’ .

Aynı zamanda ‘’ Diyalog ‘’ , inceleme konumuz olan kitabın yazarının seçtiği etkin bir ‘’ aktarma aracı ‘’

Yalçın Çetin

Önce ‘’ diyalog ‘’ kavramın ne anlama geldiğine, tarihsel süreç içinde bakalım. Ayrıntılı araştırma makalesinde Yalçın Çetin Konuyu şöyle anlatmış ;

‘’ Diyalog, kültürel ve tarihsel olarak belirli bir sosyal söylem biçimidir, dil kullanımı ve sözlü işlemler yoluyla gerçekleştirilir. Aynı zamanda insan çoğunlukla her şeyini, bir dil varlığı olarak, dil üzerinden gelecek kuşaklara bir söylem olarak aktarmaktadır. Zaten insan dili, bilinen en eski zamanlardan günümüze kadar sürekli olarak insanı büyülemiştir. İnsanı bu kadar büyüleyen bu dil felsefi diyalogun da ana taşıyıcısı olmuştur. Bir karşılıklı konuşma yöntemi olarak diyalog, hocası Sokrates’in konuşmaları üzerinden öğrencisi Platon tarafından kurgulanarak – Felsefi Diyaloglar – olarak felsefede yerini almıştır. Sokrates’in diyalog ve diyalektik yöntemi, öğretim ve eğitim anlayışının ruhunu oluşturmaktadır. ‘’ ( * )

Aristo

Bir başka deyişle ; ‘’ en genel anlamıyla diyalog, insanın kendini ve kendi dışındaki dünyayı anlama, anlamlandırma, açıklama ihtiyacının bir aracıdır. İnsanların diyaloga ihtiyaç duymasının nedeni, zorunlu toplumsal bir varlık olması ve Aristoteles’in deyişiyle tüm insanların doğal olarak bilmeye iştahlı olmasıdır. ‘’ ( ** )

Yani diyalog, bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi , bilgiyi çeşitli sorular sorarak, bu sorulara verilen cevaplar üzerinden, yeni sorular vasıtasıyla bir inşa etme yöntemi.

Clifford V. Johnson

Diyaloglar kitabının yazarı, yukarıda da gördüğümüz gibi bir öğretim üyesi. Yani, önceki yazılarımda yer alan , çizgi romana daha doğrusu sanata tutkulu bilim insanlarına ( Nick Sousanis, Matteo Farinella, Hana Ros,… ) bu yazımla bir kişi daha ekleniyor ; Prof. Johnson. ‘’ The Dialogues: Conversations About the Nature of the Universe ‘’ ( Diyaloglar – Evrenin Doğası Üzerine Konuşmalar  ) adlı kitapta Johnson, bilim insanlarını kahraman olarak konumlandırıyor ve karanlık enerjinin gizemlerinden ölümsüzlük olasılığına kadar her şeyi ele alıyor.

Andrea Cittadini Bellini

Johnson’un kendisini ve düşüncelerini, çalışmalarını yazı boyunca tanıyacağız. Ancak, daha önce Andrea Cittadini Bellini’nin ( kendini ; bilim adamı, tutkulu çizgi roman tutkunu, aslında koleksiyoncu; matematik, bilim ve ‘’ Dokuzuncu Sanat ‘’ hakkında bir şeyler anlamaya çalışan biri olarak tanıtıyor. Camerino Üniversitesi’nde ‘’ X-ışını absorpsiyon spektroskopisi ‘’ üzerine doktora yapmış ) diyaloglar ve Clifford V. Johnson hakkında yaptığı açıklamalarına bakalım.

Bellini şunları söylemiş ;
” Diyaloglu form, farklı görüşlerin dinamik olarak sunulmasına ve karşılaştırılmasına olanak tanır ve bunları karakterlerde somutlaştırır. Bu şekilde fikirlere neredeyse fiziksellik kazandırılır. Belki onları daha az zorlaştırırız. Eğer iletişim toplumumuzda konuşmak çelişkili bir şekilde giderek zorlaşıyorsa, bu kesinlikle daha fazla tartışmanın ve öğrenmenin bir yoludur. 

Çarpıcı bir şekilde, Johnson kitabını kendisi resimledi – parçacık fiziği ve süper sicim teorisi- konularında uzmanlaşmış dünyanın önde gelen bilim insanlarından biri, çizim yapmayı öğrenmek için bir dönem öğretmenliğe ara verdi. Sonucu “grafik roman” olarak adlandırmakta tereddüt ediyorum, kurgusal olmayan bir eser için uygun olmayan bir terim. Belki de “kozmik çizgi roman” daha doğru olurdu. Ancak, bu bir şekilde Johnson’ın araştırdığı konuların derinliğini ve zenginliğini azaltıyor gibi görünüyor, bunlar arasında kara delikler, görelilik, sicim teorisi, kuantum elektrodinamiği, evrenin sonsuz mu sonlu mu olduğu sorusu veya hatta bir evren mi yoksa çoklu evren mi olduğu sorusu var.

Diyalogların çoğu, bilim ve felsefenin sınır bölgelerine, hakikat ile anlam arasındaki o baştan çıkarıcı boşluğa cesurca giriyor . Tren yolculuğu yapan bir adam, seyahat arkadaşına matematiğin icat mı yoksa keşfedilmiş mi olduğunu soruyor. “Doğadan ilham alarak her türlü çılgın şeyi düşünebileceğimizi söyleyen taraftayım,” diye cevap verir kadın, “ama bu, o şeylerin doğada olduğu anlamına gelmez. Bilirsin, bir fikri alırız ve çıkarımlarda bulunuruz. Biz hayal gücü geniş yaratıklarız. ‘’

Newton

‘’ Ama matematiği biz keşfetmeyiz, onu biz uydururuz.” Adam şüpheyle, bunun Newton’un kalkülüsü icat ettiği anlamına gelip gelmediğini sorar, “her ne kadar doğada etrafımızdaki her yerde olduğu ortaya çıksa da.” “Ah, ama öyle mi? Gerçekten öyle mi?” diye karşılık verir arkadaşı, sonra da onun icat hipotezini zarif bir şekilde savunmaya başlar ! ‘’

Kitaptaki anlatım aracı olarak kullanılan ‘’ Diyalog ‘’ un anlamı üzerine yukarıdaki açıklamalardan sonra , kitabı oluşturan Clifford V. Johnson’u tanıyalım.

Clifford V. Johnson

Clifford V. Johnson ( Yazar, Çizer )

Johnson, Güney Kaliforniya Üniversitesi Fizik ve Astronomi Bölümü’nde profesör. Araştırmaları, doğanın temel bileşenlerinin ve etkileşimlerinin kesin bir şekilde tanımlanması için teorik araçlar geliştirmeye odaklanmış; temel parçacıklardan kozmolojiye kadar en küçük ve en büyük ölçeklerde fiziği içeriyor. Süper sicim teorisi, kuantum çekimi ve kuantum alan teorisi üzerinde çalışır ve kuarklar ve kara delikler gibi çeşitli nesnelere uygulamalar sunar. Johnson, Matematiksel Fizik üzerine bir Cambridge Monografisi olan D-Branes adlı kitabının yazarı. Bilimin toplum tarafından anlaşılması üzerine çalışmaları arasında SEED, Discover ve New Scientist gibi yayınlar için makaleler ve yorumlar yazmak; sanat ve medya için danışmanlık yapmak; ve History Channel’daki The Universe gibi programlara düzenli katkılar yapmak bulunuyor. Kendisi ayrıca ‘’ Asymptotia ‘’ adlı bir blog yazıyor ve burada bilim, sanat, bahçecilik ve yemek gibi çeşitli konuları düzenli olarak tartışıyor.

Thor
Ragnarok
Infinity War

İngiltere doğumlu fizikçi çizgi roman dünyasına da yabancı değil. Hatta Thor: Ragnarok ve Infinity War gibi bazı Marvel filmlerinin bilimsel danışmanlığını yapmış.

Frank Wilczek

Frank Wilczek ( Kitabın Önsöz Yazarı ). Frank Wilczek, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde Profesör.Ayrıca, Şanghay Jiao Tong Üniversitesi’ndeki Wilczek Kuantum Merkezi’nde Baş Bilim İnsanı, Arizona Eyalet Üniversitesi’nde ve Stockholm Üniversitesi’nde fizikçi.
Diyaloglar’ın önsözünü yazan Wilczek 2004 Nobel Fizik Ödülü’nü alan bilim adamı oldu. Kendisi, bu ödülü ‘’ Renk yükü korunumu teorisi ve kuantum kromodinamiği ‘’ alanındaki katkılarından dolayı kazanıyor. ( Renk yükü korunumu teorisi ; kuantum kromodinamiği içinde bulunan, temel ilke ve güçlü etkileşim altında nötronlar ve protonlar gibi parçacıkların davranışını açıklıyor. ) Wilczek‘in bu alandaki çalışmaları, konunun temel prensiplerinin anlaşılmasına önemli katkılar sunmuş.

 ” Eğer hata yapmazsanız, yeterince zor problemler üzerinde çalışmıyorsunuz demektir. Ve bu büyük bir hatadır.” diyor.

Sonuç olarak Frank Wilczek, fizik ve matematik alanındaki derin bilgisi ve önemli keşifleriyle bilim dünyasında büyük saygı gören bir isim olmuştur.

Frank Wilczek’in önsözüne şöyle başlıyor ;
‘’ Diyaloglar Platon’un seçtiği araçtı, bu sayede günümüze kadar devam eden felsefi sapmaları çerçeveledi .’’ diyor ve önsözünü şöyle bitiriyor ;

‘’ Diyalogların kendisi sohbet tarzındadır . Adına layık diyaloglar olması gerektiği gibi, son sözün henüz söylenmediği ve farklı görüşlerin mümkün olduğu konular hakkında gerçek bir alışveriş içerirler. Her şeyin bir teorisi olabilir mi? Çoklu evren kavramı mantıklı mıdır ve yararlı mıdır,ya da doğru mudur? Merak ve estetikten ziyade somut hedeflerle yönlendirilen çılgınca keşiflerin, araştırmaların değeri nedir?

Hadi bunlar hakkında konuşalım. ‘’

The Dialogues

Kitap, 2004 Nobel Fizik Ödülü sahibi MIT’den Frank Wilczek‘in girişiyle açılıyor. İçerikten çok yönteme odaklanıyor ve Johnson‘ın kullandığı teknik için ‘’ Grafik Diyalog ‘’ terimi yer alıyor.

Ayrıca kitapta diyaloglar sadece temsille sınırlı kalmıyor  , detaylı açıklamalar da yapılıyor  . Popüler bilimin sıklıkla göz ardı ettiği diyagramların ve denklemlerin kullanıldığı da görünüyor.

Johnson her ne kadar çizimler ve balonlar kullansa da okunması çok kolay bir eser yazmak istemiyor . Basit kelimeler kullanmaya önem vermeden grafiksel olarak da olsa, gerçekliğe açık bilimsel vizyon öneriyor. Denklemlerin fiziğin vazgeçilmez bir parçası olduğunu ve onları kullanmadan popüler bir kitap yazılmayacağını açıkça söylüyor.

Johnson, her bölümün sonuna, yazarın fiziğin çeşitli alanlarındaki en son gelişmelere gösterdiği ilgiye tanıklık etmek için, genellikle çok yeni olan bir dizi az çok teknik bibliyografik alıntılar eklemiş. Zaten girişte okuyucular birçok kaynağı okumaya teşvik ediliyor. 

Akıcı dille yazılan Diyaloglar , sıradan rastlayabileceğimiz, günlük yaşam alanlarında geçiyor (Bir müzede, evde veya trende).

Karakterlerin gerçeklikleri arasındaki geçişler çok iyi tasarlanmış, diyalogların içerikleri ve bilimsel açıdan açıklayıcı çizimleri kitabın sayfaları boyunca okuru düşünmeye davet ediyor.

Tüm bu nedenlerle kitap, ‘’ yol gösterici ‘’ olmasının ötesinde, okur için sanatsal tatlar da içeriyor.

Clifford V. Johnson’un Kitap Hakkında Açıklamaları

‘’ Araştırmam ( Teori Grubunun bir üyesi olarak ) Doğanın temel yapısının tanımlanması için teorik araçların geliştirilmesine odaklanıyor. Araçlar ve fikirler genellikle fiziğin (ve matematiğin) diğer alanlarında da uygulamalara sahip – beklenmedik bağlantılar araştırmanın eğlencesinin bir parçası! Sonuç olarak ben (ve bir parçası olduğum uluslararası topluluk) Evrenin kökenini, geçmişini, bugününü ve geleceğini anlamaya ve tanımlamaya çalışıyorum. 

Hazırlıkları, aslında uzun zaman öncesine dayanıyor. Birçok kişi, uzman olmayanlara bilimsel kavramları açıklama şeklimi beğendi ve birçoğu bana, kitabı ne zaman yazacağımı sorup durdu. İyi bir cevap bulamıyordum. Dünyanın acilen bu gibi kitaplara ihtiyacı olduğunu düşünmüyordum.

Bu kitaplarda yanlış bir şey yok, harika kaynaklar var, diğer çalışmalarımı sürdürürken , araştırma yaptım ve çeşitli medya aracılığıyla halkla bağlantı kurdum. Sonra 18 yıl önce (!) bir fikrim oldu. Literatürde eksik olan şey, okuyucunun kendi konuşmasının bir parçası olarak görebilmesine odaklanan bilim kitaplarıydı. Bilimin neden olabileceği neşeli, keyifli dansın bir parçası olarak. Bu yüzden temel fikir, tüm kitapta bir dizi konuşma yapmaktı. Herhangi bir okuyucunun istediği zaman sahip olabileceği veya bir parçası olabileceği türden konuşmalar. Bu konuşmalar, uzmanların size ne düşünmeniz gerektiğini söylemesinin tonunu biraz azaltır ve katılımı daha fazla vurgular. Bilimle etkileşim uzmanlara bırakılmamalıdır, her türden insana açık olmalıdır.

Daha önce, diyaloglar yapma fikrinin yaklaşık 18 yıl önce aklıma geldiğini söylemiştim, ancak bunun bir çizgi roman fikri yıllar sonra geldi. Orijinal fikirde görsel bir bileşen vardı, evet, ancak bu çoğunlukla her hikayenin sonunda konuşma sırasında karalanmış olabilecek bir şeyi göstermek içindi. Sanki bir kafede kulak misafiri olmuşsunuz gibi, onlar gitmişti ve siz de yazdıkları bir kağıt parçasına almıştınız. Yıllar geçti ve ben ara sıra fikri raftan alıp kurcalıyor ve sonra geri koyuyordum. Ancak yine de kitaba başlamadım. Sonra 2006 civarında her kurcaladığımda görsel bileşenin arttığını fark ettim. Karaladıkları şeylerden daha fazlasını göstermek istedim… Belki karalamaların hangi sırayla gerçekleştiğini. Sonra konuşmaları kimin yaptığını göstermek istedim. Belki bu okuyucuyu ilgilendirirdi – biz sosyal hayvanlarız, bu yüzden bu şekilde olaylara çekilme eğilimindeyiz. Sonra bunların günlük koşullarda gerçekleştiğini göstermenin güzel olacağını düşündüm. Kafeler, elbette, ama ayrıca trenler, otobüsler, müzeler, sokakta, evde. Sonra anladım ki, görseller kitabın düzyazı yönünü tamamen yemişti !! Üzerinde çalıştığım şey bilimle ilgili kurgusal olmayan bir grafik romandı. Gerçekten buna benzer hiçbir şey olmadığını fark ettim ve sonra onu yapıp dünyaya duyurmam gerekiyordu. 

 90’ların başında çeşitli nedenlerle onları neredeyse tamamen bir kenara bırakmıştım. Zaman zaman göz atıyordum, ama gerçekten düzenli bir okuyucu olmadım. Ancak kitap fikirleri düzgün bir şekilde grafik bir kitaba dönüştüğünde, formu okumaya geri döndüm ve çok çeşitli konularda hikaye anlatımına dair birçok harika genişlemenin gerçekleştiğini keşfettim ve birçok örnek kullanmaya başladım. 2010’da bir izin dönemi aldım ve bu formu (gizlice) ciddiyetle incelemeye başladım, bunu yapıp yapamayacağımı karar verecektim. Çizim yapmayı öğrenmeye başladım, kitaplarla ve çok sayıda deneme yanılmayla kendimi sanat ve diğer üretim tekniklerini öğrenmeye adadım. Yani, bu kitabın fikri uzun zamandır yapım aşamasındaydı (15 yıldan fazla) ve bunu gerçeğe dönüştürmeye 2010’da başladım. ‘’

Johnson, kendisinin blog sayfasında daha detay açıklamalar yapmış;

‘’ Grafik format, sizi sohbet eden insanlarla görsel olarak tanıştırmama, dünyalarını ve bazen konuştukları dünyayı keşfetmeme olanak tanır.

Siz okuyucular bu konuşmaları gizlice dinliyorsunuz ve çağdaş araştırmalardaki çeşitli konularla ilgili bilimsel fikirler ve keşifler (görelilik, kozmoloji, kara delikler, parçacık fiziği, yıldızlar, süpernovalar, vb.) hakkında bu konuşmalara tanıklık ederek okuyorsunuz. Bu koleksiyonu, erken Yunan filozoflarının bazı fikirlerine veya bilim dünyasını sonsuza dek değiştiren Galileo’nun fikirlerine eşlik eden diyalogların modern ve görsel bir versiyonu olarak düşünün. Kitabımdaki karakterler, dönem kıyafetleri giyen entelektüeller yerine, günlük durumlardaki sıradan insanlardır.

Bu karakterlerin kim olduğunu ve hangi şehirlerde olduklarını (mekanlar gerçektir ! ) biraz merak edeceksiniz ve belki de bu karakterler arasındaki ilişkilerin bazı gelişmelerini, diğer konuşmalarla kesişmelerini vb. göreceksiniz. Belki de bazı karakterlerde ve konuşmalarda kendinizden bir şeyler bile bulabilirsiniz, çünkü bu kitabı yazma nedenlerimden biri de Los Angeles şehrinde ve dünyanın dört bir yanındaki diğer şehirlerde işimi yaparken etrafımda bu tür konuşmaları çok duymam. 

Bilim sadece bilim insanları için değil, herkes içindir! Bu formatta belirli bir konuda derinlemesine gidilebilecek mesafe sınırlıdır, bu nedenle derinlemesine dersler dizisi olmaya çalışmak yerine, bu kitap bir veya birden fazla konuya belki de beklenmedik bir açıdan dalmak ve ardından (sözlük, dipnotlar, bibliyografya kullanarak) daha fazla bilgi edinmek için diğer kitaplara ve materyal kaynaklarına ulaşmak için harika bir yoldur.

Hem görelilik hem de kuantum fiziğini bir araya getirdiğinizde, kara delikler gerçekten nedir? Astrofiziksel kara deliklerin gözlemleri, bunların Einstein’ın görelilik kuramının bize söylediği gibi davrandıklarını doğruluyor gibi görünüyor, ancak Einstein’ın teorisinin bize söylediğinden tamamen farklı olabileceğini düşünmek için birçok neden var. Kuantum etkileri, içlerini ve muhtemelen uzay ve zamanın ne olduğuna dair tüm anlayışımızı kökten değiştiriyor. Bu, boş teorik düşüncelerden daha fazlasıdır. Çünkü bize evrenin varoluşuna ait ilk zamanlarda uzay ve zamanın nasıl davrandığını ve bugün gördüğümüz her şeyin nasıl ortaya çıktığını da öğretebilir. Ayrıca, kuantum doğası hakkındaki bu fikirler, kara deliklerin birbirleriyle çarpıştıktan ve birleştikten sonra nasıl yerleştiklerini, ayrıntılara ait etkileri test ediyor, olabilir. Doğru cevapların izleri, gördüğümüz o kütleçekim dalgalarında kodlanmış olabilir!

Bahsettiğim bilim fikirleri çok görseldir, ancak bu konularda nispeten çok az kitap bunları bu şekilde sunuyor. (Çünkü bunlar düzyazı şeklinde kitaplardır), bu yüzden grafik kitap yapısını denedim. (Aslında birçok ders çizgi romanının, bu yönünü çok iyi buluyorum.) ”

This One Summer
The Art of Charlie Chan Hock Chye 
Asterios Polyp

Çizgi roman sanatına ilgisi konusunda ise şunları söylüyor.
‘’ Çeşitli türlerde ve konularda iyi anlatılmış iyi hikayeler okumayı severim. Raflarıma baktığımda Jillian ve Mariko Tamaki’nin This One Summer , Sonny Liew’in The Art of Charlie Chan Hock Chye , Ed Brubaker ve Sean Phillip’in Criminal ve David Mazzucchelli’nin Asterios Polyp gibi favorilerimi görebiliyorum . Aslında Mazzucchelli, onlarca yıl önce süper kahraman çizgi romanları okuduğum günlere geri dönen harika bir usta hikaye anlatıcısı/çizer. 1980’lerde Frank Miller ile yaptığı çalışma, türün en büyük eserlerinden bazılarını temsil ediyor. ‘’

Adam Frank

Kitap Hakkında Yapılan Yorumlar

Adam Frank ( 13.7 blogunun kurucu ortağı, Rochester Üniversitesi’nde astrofizik profesörü )

” Evrenin kökeni, uzayın doğası, zamanın gerçekliği: Bunlar kadim sorulardır.

Dünya çapındaki kütüphaneler, kendileri de bu konulardaki denklemlerle dolu ağır kitaplarla dolu. Peki kaç tane çizgi roman bu soruları araştırıyor? Daha da önemlisi, uzman teorik fizikçiler tarafından yazılmış ve çizilmiş kaç tane çizgi roman var?

Neyse ki hepimiz için, ikinci sorunun cevabı “en az bir”, Güney Kaliforniya Üniversitesi fizikçisi Clifford Johnson sayesinde. Johnson’ın yeni kitabı Diyaloglar: Evrenin Doğası Hakkında Konuşmalar, evrenin doğası hakkında hem eski hem de modern soruların derinlemesine bir incelemesi. Diyalogları ilgi çekici buldum ve çizgi roman formatının kullanımı bu izlenimimi daha da derinleştirdi ”.

Deborah Netburn

Deborah Netburn ( Los Angeles Times Yazarı )
” Clifford Johnson sizden fizik hakkında konuşmanızı istiyor. Kuantum kütle çekimi? Sicim teorisi? Kara deliklerin kaderi?

Güney Kaliforniya Üniversiteli teorik yüksek enerji fizikçisine göre bunların hepsi tartışılmalı. Bu herkes için geçerli, hatta nötronu nötrinodan ayırt edemeyenlerimiz için bile.

“İnsanlar ‘Ah, bu bana göre değil’ diyor. Ya da ‘Benim öyle bir beynim yok’ diyorlar,” dedi. “Ben buna inanmıyorum.”

Bu iddiasını kanıtlamak için “Diyaloglar” adlı bir grafik roman yazdı ve resimledi. Bu romanda astrofizik, kuantum fiziği, uzay ve zamanın esnekliği gibi konular hakkında bir dizi konuşma yer alıyor.

“Diyaloglar”daki karakterler kostüm partilerinde tanışıyor, trenlerde sohbet ediyor ve Los Angeles ve diğer şehirlerin sokaklarında dolaşıyor.

Karakterlerin bazıları bilim insanıdır, ancak hepsi değil. Örneğin, bir hikayede iki çocuk, bir tenceredeki pirinç miktarının ocakta kaynadıktan sonra neden şiştiğini araştırmaya koyuluyor ”.

Brian Clegg

Brian Clegg ( Bilim Kitapları Yazarı )
” Bilim kitaplarının yazarları, izleyicilerine mesajı iletmek için her zaman yeni yollar bulmaya çalışırlar. Clifford Johnson, Diyaloglar’da çok modern bir tekniği -grafik roman veya çizgi roman- Antik Yunan’a dayanan bir yaklaşımla birleştiriyor, kuru bir mesaj gibi görünen şeye hayat katmak için diyalog kullanıyor ”.

Bilim dünyasının anlatım aracı olarak, yine bir çizgi roman çalışması gördük. Hiç şüphesiz, bu tür çalışmalar, hem 9. sanat alanı için, hem de bilim çalışmalarının geniş kitlelere yayılmasını sağladığı için , çok önemli kazanım olmakta.

NOTLAR :
Kitaba Libgen sitesinden ulaşılabilir.

YARARLANILAN BAŞLICA KAYNAKLAR :
( * ) Felsefi Metin Metodu Olarak Diyalog Üzerine – On Dialogue as a Philosophical Text Method Yalçın ÇETİN – ANTAKİYAT/Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt : 6 Sayı 1

( ** ) Aristoteles, Metafizik, çev. Y. Gurur Sev (İstanbul: Pinhan Yayıncılık, 2017)