Hazırlayan: eankara

Kan Damarlarında Yolculuk

‘’ Kan Damarlarında Yolculuk ‘’ bilim kurgu meraklılarının çok iyi hatırlayacağı gibi , Asimov tarafından ( gönülsüzce ) yazılmış bir romandır. Aynı adlı film için yazılan senaryoyu beğenmeyen Asimov, gelen tekliflere boyun eğmiş, daha sonra çok kısa bir sürede senaryoyu romanlaştırarak , filmden önce romanın ortaya çıkmasını sağlamıştır. ( Gerçekten de , romanı ilk okuduğum zamanlar, ‘’ tamam kan damarlarında yolculuk yapan aracın hacmi küçüldü, ama aracın koca kütlesine ne oldu ? ‘’ sorusu hala aklımdadır !! ) Tabii, usta yazar pek çok bilim kurgu hayranını memnun etmiştir. Bu yazıda, bu kez sinir sisteminde yolculuğu esas alacağız. Her organımızın ayrı bir önemi var, şüphesiz. Ama, beyin denilince veya kalp denilince sanki daha bir önemli olan, merak konusu organlarımızdan bahsediyoruz.

Patolog Harvey ve Einsteinın Beyni

Fotoğrafta patolog Thomas Harvey (1912-2007), Einstein’ın beyni ile görülüyor. Harvey, 1994 yılında Kansas’ta teorik fizikçi Albert Einstein’ın beynini bir kavanozda tutuyordu. 1955’te Einstein’ın otopsisini gerçekleştirdi ve beynin bazı kısımlarını bilimsel çalışma için sakladı.

Einstein’ın Beyni Konulu Bir Çizim

( Einstein’ın ölümü sonrasında, beyninin ağırlığının ölçüldüğünü, ya da 1940 yılında bilimsel araştırma yapmak amacıyla Mimar Sinan’ın türbesindeki mezardan çıkarıldıktan sonra kafatasının çalındığını ve halen bulunamadığını hatırlayalım ! ) Nitekim beynimizle ilgili , geçtiğimiz yüzyıllardan içinde bulunduğumuz 21. yy.’a değin yapılan, zamanımıza gelen çizimler, aynı öneme işaret ediyor.

Hyeronimous Bosch’un bir tablosu
Beyin Operasyonu 16. yy
Beyin Anatomisi çizimi 16.yy
Da Vinci’nin çizimleri
beyin anatomisi çizimi 19. yy.
20. yy.’da Nazi döneminde hazırlanan Pernkopf’un Anatomi Atlası ilginç örnektir.
Pernkopf ve illustratör yardımcıları

Yukarıda, Penrose Eduard Pernkopf‘un Topografik ve Uygulamalı İnsan Anatomisi Atlası‘ndan iki sayfa görülüyor. ( Tarihçiler, çizimlerin büyük olasılıkla Nazi kurbanlarını tasvir ettiğine inanıyor. 1939’da yeni bir Üçüncü Reich yasası, idam edilen tüm mahkumların cesetlerinin araştırma ve eğitim amacıyla derhal en yakın anatomi bölümüne gönderilmesini sağladı. Bu dönemde Pernkopf günde 18 saat cesetleri inceleyerek çalışırken, bir grup sanatçı da kitabın görselleri için çizimler yaptı. Anatomi enstitüsü bazı zamanlar o kadar doluydu ki, idamlar ertelenmek zorunda kalıyordu ! )

Yukarıdaki illüstrasyon ise içinde bulunduğumuz yüzyıldan. 46 yaşındaki normal bir kadının kafasının bilgisayarla geliştirilmiş ‘’ Renkli Manyetik Rezonans Görüntüsü ‘’

Tim Vernimmen

Bu yazı için, ‘’ Sinir Sistemi ve Beyin ‘’ konusunu seçtim. Konuyu çizgi roman diliyle göreceğiz. Çizgi romanlar dünyasında bu konunun ele alınması yeni değil, ama çok uzun olan ‘’ tarihçe ‘’ konusu başka bir yazının konusu olabilir. Ancak , Scientific American dergisi gibi bilim dergilerinde, beyin ya da sinir sistemi konusunun çizgi öyküyle açıklanması düşüncesinin devam ettiğini görüyoruz. ( Bu yılın başlarında, bilimsel yazılar yazan , gazeteci Tim Vernimmen’in , adı geçen dergide çizgi öyküyle donanmış yazısının övgüye değer olduğunu hatırlatmak isterim. Yazı ; ‘’ Antik Hücrelerin Karmaşık Beyinlere Evrimi ‘’ni , hiç akla gelmeyen mizahi tonlarla, çizgi öyküyle açıklıyor. Link yazının sonunda yer alıyor . )

Vernimmen yazısındaki Çizgi Öykü

İnceleme konumuz olan , ‘’ Nörokomik ‘’ isimli çizgi romanı Dr. Hana Ros ile Dr. Matteo Farinella hazırladı.
Dr. Hana Ros, İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden doktora derecesine sahip bir sinir bilimci. Dr. Matteo Farinella ise, grafik gazetecilik ve bilimsel illüstrasyon konusunda uzmanlaşmış bir illüstratör. Farinella, 2013 yılında University College London’dan Nörobilim alanında doktora derecesi almış. Matheo Farinella sinir bilimi alanında önemli bir bilim adamı , ama aynı zamanda çizim tutkusu olan biri. 2016’dan 2019’a kadar Columbia Üniversitesi’nde görev almış, 2019 yılında Zuckerman Enstitüsü’ne ‘’ Bilim Multimedya Yapımcısı ‘’ olarak atandığından beri , bu görevi sürdürüyor.

Ros ve Farinella

Farinella’nın, American Scientist dergisinin Temmuz 2018 sayısında yer alan ‘’ Bilim Çizgi Romanlarının Süper Güçleri ‘’ başlıklı  uzun makalesinden bölümleri içeren yazı, bu yazının son bölümünde yer alıyor. Zira,  ‘’ bilim çizgi romanlarının süper güçlerini görselleştirme, hikaye anlatımı ve metaforlar ‘’ bölümlerine sahip olan makale, hem bilim hem de sanat adına yararlı bilgiler içeriyor.

American Scientist Dergisinin İlgili Sayısı

Farinelli’nin ‘’ Neurocomic ‘’ eseri hakkında , kendine sorulan sorular karşılığında aktardığı görüşleri şöyle ;
‘’ Nörokomik benim için kesinlikle bir dönüm noktasıydı. Ondan önce bilim iletişiminin belli belirsiz farkındaydım ama bunun yapabileceğim bir şey olduğunu düşünmüyordum. Çoğunlukla gazetecilik, belgeseller ya da müzelerle ilişkilendirdim ama hiçbirinde deneyimim olmadı. Her zaman çizgi roman çiziyordum. Ama çizgi romanın neler yapabileceğine dair çok az fikrim vardı; kurgu ya da en iyi ihtimalle otobiyografi. Aslında bilimle ilgili herhangi bir çizgi roman görmemiştim. Beni en sevdiğim konu (sinir bilimi) hakkında en rahat olduğum formatta (çizgi roman) yazmaya ilk teşvik eden kişi, meslektaşım (ve daha sonra ortak yazarım) Hana Ros oldu. Birlikte “beyin hakkında bir çizgi roman ” yazmak için Wellcome Trust People Ödülü’ne başvurduk ve işte o zaman bilim iletişiminde çizgi romanın potansiyeli hakkında daha ciddi düşünmeye başladım. ‘’

Matteo

‘’ Kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı olarak teknikler açısından hiçbir zaman çok deneysel olmadım. Çizimlerimin çoğunu hâlâ fırça, siyah mürekkep ve keçeli kalemlerle elle yapıyorum. Gittikçe daha çok kendimi biraz renk katmak için Photoshop kullanırken buluyorum, ama gerçekte herhangi bir özel numaram yok. Dürüst olmak gerekirse siyah ve beyazın sınırlamaları hoşuma gidiyor. Özel efektlere veya ayrıntılı görselleştirmelere güvenmek yerine beni mesaja odaklanmaya ve karmaşık kavramları temsil etmek için akıllı çözümler bulmaya zorluyor. Eskizlerim ve storyboard’larım pek heyecan verici değil. Genellikle açıklamak istediğim şey konusunda, bilimsel kavramdan başlarım ve onu temsil etmenin ilginç yollarını ararım. Her şey çizgi romana olan ilgimle başlamış olsa da son iki yılda veri görselleştirme, bilgi tasarımı, eğitim psikolojisi, anlatıların ve metaforların gücü gibi alanlar hakkında çok şey öğrendim. Artık ‘çizgi roman’ı başlı başına bir alan olarak düşünmek yerine, onları görselleştirme, hikaye anlatımı ve diğer iletişim stratejilerinin benzersiz bir birleşimi olarak görüyorum. Benimki kesinlikle nöronların ağaçlara benzetilmesidir.

Hiç de orijinal değil, aslında sinir biliminin babası Ramon Cajal tarafından 100 yıldan fazla bir süre önce bu durum ortaya atılmıştı, ama bilimsel dili şekillendirmesi hoşuma gitti. Ayrıca – çok bencil bir bakış açısıyla – çizim yapmak çok eğlenceli, karmaşık nöron ormanları icat etmekten hiç yorulmadım! ‘’

Matteo’nun çizimiyle Cajal
Ramon Cajal

Farinelli’nin sözünü ettiği Cajal, 1852 doğumlu büyük bir bilim adamı. Olağanüstü bir illüstratör, fotoğrafçı ve bilim kurgu yazarı , ama aynı zamanda ‘’ Neuroscience’’ ın babası olarak anılmaktadır.

Cajal’ın Hipokampus çizimi

Yukarıdaki çizim Cajal’a ait. Cajal, bir adamın ölümden üç saat sonraki hipokampusunu gösteriyor. ( Hipokampus ;  yeni anıların meydana gelmesi, onların organizasyonu ve depolanmasında oldukça önemli rol oynayan beyin bölgesi )

İşitme ve dengeye ilişkin duyusal yapıları içeren Cajal’ın iç kulak çizimi.

‘’ Çizgi romanları hâlâ sevmeme ve hayran olduğum birçok karikatürist olmasına rağmen (özellikle Chris Ware) çalışmalarımı çok fazla etkilediklerini söyleyemem. Bilim çizgi romanlarının biraz farklı beceriler gerektirdiğini düşünüyorum. Larry Gonick, karakterleri ve metaforları kullanma biçimi nedeniyle kesinlikle bu türün ustasıdır, ancak çoğu gün, çalışmalarını çevrimiçi olarak yayınlayan diğer bilim çizerlerine bakmayı daha yararlı buluyorum. Bu yüzden ‘’ Cartoonscience.org ‘’dan örnekler toplamaya başladım . Bu henüz çok genç bir alan ve bence birbirimizden çok şey öğrenebiliriz! ‘’

Bu projede Farinelli ile birlikte çalışan Hana Ros’un , kitapla ilgili olarak yapılan söyleşilerde açıklamaları ise şöyle ;
‘’ Film alanında yüksek lisans yaptım ve her zaman animasyona ilgi duydum, bu yüzden gizlice bir gün Nörokomik’in bir animasyon filmi olacağını umuyorum. Matteo’nun ;

Hana Ros

Eğer sadece bilimsel diyagramları açıklayan bir anlatım sesi isteseydik bir belgesel ya da ders kitabı yapabilirdik ve bunların zaten pek çok harika örneği var. Çizgi romanların gerçek gücü anlatı öğesidir. Okuyucuyu, bilgi için pasif alıcılar olarak görmek yerine, kendilerini aktif olarak dahil hissettikleri bir hikayenin içine çekme gücü önemli. Ayrıca görsel metaforların doğru tanımlamalardan çok daha güçlü olabileceğini düşünüyorum.

Hana Ros ve Farinella Matteo

şeklindeki açıklamalarına aynen katılıyorum. Ancak eklemek gerekirse, bu aynı zamanda daha fantastik bir dünya ve eğlenceli bir hikaye yaratmamıza da olanak sağladı. Kişisel olarak çok az anlatı içeren veya hiç anlatımı olmayan kuru, açıklayıcı bir kitap yazmaktan daha ödüllendiriciydi. Kulağa ne kadar sevimsiz gelse de, bence insanların bundan keyif aldığını görmek, bu duygunun çok ödüllendirici ve tamamen beklenmeyen bir şey olduğunu düşünüyorum. ‘’

Beynin 1 milimetre küpü

Dr. Hana Ros İllustrasyon ve çizim konularına, tıpkı Farinella gibi meraklı biri. Yukarıda görülen , Google Araştırma ve Lichtman Laboratuvarı ( Harvard Üniversitesi ) tarafından yayınlanan beynin 1 milimetre küpüne ait fotoğrafı kendi mesajlarına ek olarak yayınlarken ; ‘’ Beynin milimetre küpü muhteşem ayrıntılara sahip ‘’ açıklamasını not olarak eklemiş.

Henning M. Lederer

Henning M. Lederer ( Görsel İletişim ve Animasyon ) kendi faaliyet alanında tanınmış biri. Lederer’in Nörokomik kitabıyla ilgili görüşleri şu şekilde ;
‘’ Nörokomik, University College London’dan sinir bilimci Dr. Hana Ros ile işbirliği yapan çizgi roman sanatçısı Matteo Farinella’nın ilginç bir projesi. Web sitesinin tasarımını da gerçekten çok beğendim.
Beynimiz neden yapılmıştır? Düşündüğümüzde, hissettiğimizde, gördüğümüzde, duyduğumuzda veya dokunduğumuzda beynimizde neler oluyor?
Nörokomik, ilginç yaratıkların ve ünlü sinir bilimcilerin yaşadığı, okuyucuyu beyinde heyecan verici ve görsel olarak büyüleyici bir maceraya çıkaran bir çizgi roman olacak. Dev kalamar, konuşan deniz sümüklüböcekleri, gizemli tuzak kapılar, denizaltılar, paraşütler ve su altı savaşları, okuyucuyu büyüleyen ve beynin nasıl çalıştığını anlamalarına yardımcı olan fantastik bir yolculuğa çıkarıyor.

Toplumumuz yaşlanma hastalıkları ve zihinsel bozukluklar gibi karmaşık sorunlarla karşı karşıya olduğundan sinir bilimi giderek artan bir şekilde kamuoyunun ilgisini çekmektedir.
Çizgi roman ortamı, açık ama resmi olmayan yaklaşımı nedeniyle eğitim materyali olarak inanılmaz derecede etkili olduğunu defalarca kanıtladı. Yazarlar, hücrelerin iletişim kurmak için elektriği nasıl kullandığını, ilaçların nasıl çalıştığını ve beyin bozuklukları sırasında neler olduğunu gösteren görsel olarak büyüleyici bir macera yaratmak için ikisini birleştirmeyi amaçlıyor.’’

Dr Yi Huang,

Ivy Huang‘ın yorumları ise şöyle ;
(Dr Yi Huang, 2011 yılında Çin’deki Şanghay Jiao Tong Üniversitesi’nden mezun oldu. Avustralya’ya taşındıktan sonra Batı Avustralya Üniversitesi’nde kronik karaciğer hastalıkları alanında doktora derecesi aldı.)
‘’ Nörokomik, beynin nasıl çalıştığıyla uzaktan bile ilgilenen herkes için hem heyecan verici bir yolculuk hem de öğretici bir araç olmasının yanı sıra, bir sanat harikasıdır. Sadece kapaktan bile Dr. Farinella’nın derinliği ve yapıyı ifade etme konusunda sanat eserlerinde ne kadar dikkatli ve metodik davrandığını hemen görüyorsunuz. Takip eden sayfalar yalnızca bu izlenimi doğrulamaktadır. Karmaşık bir şekilde mürekkeplenmiş sayfaların her biri, bilimsel fikirleri genel bir izleyici kitlesine aktarmak için detaylara gösterilen özenin bir örneğidir. Benim için en heyecan verici olan şey, üniversitede nörobiyoloji okumuş olmama rağmen kendimi hâlâ yeni kavramları öğrenirken ve unuttuklarımı hatırlarken bulmamdı. Dünyanın en ünlü sinir bilimcileri de dahil olmak üzere herkes için beyin hala tam anlamıyla bir muammadır. Sinir bilimcilerin sık sık şaka yaptığı gibi, “Yüzlerce yıllık araştırmalar beynin nasıl çalıştığına dair bilgimizi ikiye katlayarak %2’ye çıkardı!” Beyin hakkında hâlâ pek çok şey bilinmezken, Neurocomic yüzyıllar süren araştırmaları tek bir inanılmaz yolculukta sentezleyerek muhteşem bir iş çıkarıyor. ‘’

Clara Cordero Balcazar

Clara Cordero Balcazar ( Eğitim Danışmanı – Kral Juan carlos Üniversitesi ) kitabın yararını bir hayli vurgulamış ;
‘’ Nörokomik. Bu kitap elime geçtiğinde hem bilgiyi sunuş şekline, hem de içerdiği görselliğin bu kadar net ve samimi olmasına hayran kaldım. Çünkü beynimizin nasıl çalıştığından ve farklı araştırmacıların temel soruları nasıl keşfettiklerinden bahsediyoruz. Bunlar olmasa bugün hala şüpheler denizinde kalacaktık. Wellcome vakfının desteğiyle yazılmış bilgilendirici bir çizgi roman.
Sinirbilimin eğitim alanında yükselişiyle, ne olduğumuzu ve bildiğimizi yeniden düşünmenin yükselişiyle birlikte, bunun son zamanlarda okuduğum en ilginç okumalardan biri olduğunu düşünüyorum. ‘’

Kitap hakkında Amazon sitesindeki tanıtım açıklaması , içerik hakkında iyi bir tanıtım sağlıyor ;
‘’ Nörokomik insan beynine yapılan bir yolculuktur. Nöron ormanlarının, hafıza mağaralarının ve aldatma kalelerinin bulunduğu bir yer. Yol boyunca Bosch canavarları, dev kalamar, gitar çalan deniz sümüklü böcekleri ve sinir biliminin büyük öncüleriyle karşılaşacaksınız. Hana Ros ve Matteo Farinella evrendeki en karmaşık şeye dair bir bakış açısı sağlıyor. ‘’
Matheo Farinelli’nin Nörokomik dışında, çeşitli çalışmalarından örneklere bakalım.

Farinella , yukarıdaki çizimleri için şu açıklamayı yapmış ;
‘’ Kendime kökenlerimi hatırlatmak için her yıla güzel bir ‘eski moda’ nöron çizimiyle başlamaya çalışıyorum. Ocak ayında üzerinde çalıştığım şey şu. Bu, her zamanki çizimlerimden daha soyut hale geldi ve ben de ona,  Nobel ödüllü Camillo Golgi’nin öncülüğünü yaptığı, sinir sistemindeki hücrelerin tek bir sürekli ağ halinde birleştiğine dair, artık geçerliliğini yitirmiş bir teori olan Retiküler Teori  adını verdim .

Nörokomik bir hayli olumlu eleştirilere sahip. ‘’ Sinir Sistemi ve Beyin ‘’ konusuyla ilgili okurların, şu kitaplara bakmalarını da öneririm.

Mister Cerveau
Mister Cerveau’dan bir sayfa
Cervocomix
Cervocomix’den bir sayfa

Farinelli’nin Scientific American’da yayınlanan makalesi : ( * )
‘’ Çizgi roman ve bilimin ilk buluşması pek iyi gitmedi. Psikiyatrist Fredric Wertham, 1940’ların sonlarında ve 1950’lerde New York City’de suçlu gençleri araştırırken, hastalarının çoğunun çizgi roman adı verilen ucuz kitapçıklar okuduğunu fark etti . Bu çizgi romanların korku ve şiddetle dolu olduğunu öğrendiğinde şok oldu. Wertham , popüler kitabı Masumların Baştan Çıkarılması’nda (1954), çizgi romanların genç ve duyarlı okuyucularını yozlaştırdığını iddia etti. ( … ) Wertham’ın hatası, aracın yaygın çekiciliği yerine çizgi romanların içeriğine (kuşkusuz en eğitici hikayeler değil) çok fazla odaklanmaktı. Daha fazla dikkat etseydi, 1940’larda ve 1950’lerde sadece “suçlu gençlerin” çizgi roman okuduğunu değil, aynı zamanda onları satın almak için birkaç senti bir araya getirebilen hemen hemen tüm gençlerin de okuduğunu fark edecekti. Bilim adamlarının çizgi romanlardan korkmak ve onları bastırmak yerine onları genç okuyucular için bu kadar ilgi çekici kılan şeyin ne olduğunu anlamaya çalışmalı ve bu bilgiyi kendi avantajlarına kullanmaları gerekirdi. (…)

Larry Gonick’in Serisi

General Electric tarafından yayınlanan Bilimde Maceralar serisi veya 1980’lerde ve 1990’larda tarihten matematik bilimine kadar her şeyi kapsayan Larry Gonick’in Karikatür Rehberi serisi gibi birkaç dikkate değer istisna vardı. Ancak eğitici çizgi roman alanı yirmi yıl öncesine kadar gelişmeye başlamamıştı.
Art Spiegelman’ın Maus’u , Joe Sacco’nun Filistin’i ve Marjane Satrapi’nin Persepolis’i gibi çizgi romanlar , kurgu olmayan çizgi romanların tarih ve politika gibi karmaşık konuları başarıyla ele alabileceğini dünyaya kanıtladıktan sonra, Apostolos Doxiadis ve Christos gibi bilim adamlarının ilk biyografileri ortaya çıkmaya başladı.

Lauren Redniss’in Radioactive’i 
Jorge Cham ve Doktora Çizgi Romanı Karakterleri

Papadimitriou’nun Logicomix’i , Lauren Redniss’in Radioactive’i ve Jim Ottaviani ile Leland Myrick’in Feynman’ı . Aynı zamanda Randall Monroe’nun xkcd’si , Jorge Cham’ın doktora çizgi romanı ve Rosemary Mosco’nun Kuş ve Ay’ı gibi bilim adamlarının yazdığı çizgi romanlar interneti ele geçiriyordu. Esprili mizahlarıyla bu yazarlar, geleneksel olarak bilimle ilgilenmeyen okuyucuların ilgisini çekmeyi ve aynı zamanda bilim adamlarını çizgi romanla tanıştırmayı başardılar.

The Dialogues
The Dialogues’tan bir sayfa

Avrupa Araştırma Konseyi bir dizi çevrimiçi çizgi romana sponsorluk yapıyor ve Science ve Nature gibi büyük bilimsel dergiler de bu araçla denemeler yapmaya başladı ( Adrian Cho’nun Genel Görelilik , Science , Mart 2015) ; The Fragile Framework , Richard Monastersky ve Nick Sousanis, Nature , Kasım 2015). Daha yakın zamanlarda, akademik yayıncılar bile nihayet çizgi romanları ciddi bir bilim olarak benimsedi (Nick Sousanis’in Unflattening’i ve Clifford Johnson’ın The Dialogues: Conversations about the Nature of the Universe ).

The Stuff of Life

Kısa bir süre sonra hem yetişkinlere yönelik ( The Stuff of Life , Psychiatric Tales ve Neurocomic, ortak yazarlığını da üstlendiğim) hem de çocuklara yönelik (First Second, 2016’da devam eden bir Bilim Çizgi Roman serisini başlattı) daha açık eğitim amaçlı çizgi romanlar izledi . Bilimden ilham alan web çizgi romanları da çok popüler olmaya devam ediyor: Avrupa Araştırma Konseyi bir dizi çevrimiçi çizgi romana sponsorluk yapıyor ve Science ve Nature gibi büyük bilimsel dergilerde bu araçla denemeler yapmaya başladı. Daha yakın zamanlarda, akademik yayıncılar bile nihayet çizgi romanları ciddi bir bilim olarak benimsedi. (Nick Sousanis’in Unflattening’i ve Clifford Johnson’ın The Dialogues: Conversations about the Nature of the Universe’i ).
Bugün bilim çizgi romanlarının sayısız örneği var.“Grafik bilimi”nin kapsamlı bir incelemesini veya sınıflandırmasını yapmak yerine çizgi romanların bilim iletişimi için neden bu kadar popüler bir araç haline geldiğini araştırmak daha yararlı olabilir.

Ernst Hackel’in 19.yy. bilimsel illustrasyonları

İllüstrasyonlar fen eğitimi ve iletişiminde her zaman merkezi bir rol oynamıştır. Aslında birçok çalışma diyagramların, haritaların ve diğer geleneksel bilimsel görselleştirme biçimlerinin yalnızca dekoratif olmadığını, aynı zamanda öğrenmeyi önemli ölçüde geliştirebileceğini göstermiştir. İyi hazırlanmış bir illüstrasyon, bir sistemin parçaları arasındaki yapıyı, işlevi ve ilişkileri vurgulamayı amaçlayan temel tasarım ve bilişsel ilkeleri takip eder; bu, çizgi romanların da son derece iyi yapabileceği bir şeydir. Her ne kadar ilk bakışta gösterişli sanat eserleri ilgimizi çekse ve çizgi romanları resimli kitaplar veya animasyonlarla ilişkilendirme eğiliminde olsak da çizgi romanların grafik tasarım ve teknik çizimle çok daha fazla ortak noktası var. Çizgi romanlar sadece resimlerden ibaret değildir, hatta kelimeler artı resimlerden de ibaret değildir. Çizgi romanlar her şeyden önce “sıralı bir sanattır” (Will Eisner ve Scott McCloud tarafından tanımlandığı gibi) ve paneller arasındaki şekil, boyut ve ilişki metnin kendisi kadar bilgi aktarabilir. Bu nedenle birçok çizgi roman uzmanı paneller arasındaki geçişlere odaklandı ve bir çizgi romanın düzeninin veya “örgüsünün” yazının ve çizimlerin kalitesi kadar (hatta daha fazla) önemli olduğunu savundu. (… ) Kısacası, çizgi romanın gerçek gücü örneklemek değil, düşüncelerimize bir yapı kazandırmak, bilgiyi sindirilebilir küçük birimlere (panellere) bölüp daha sonra bunları büyük resimde yeniden bir araya getirmektir. ‘’ diye yazmış Farinelli.

Bilimsel Çizgi Roman

Makalesinde hikaye anlatımı ve metafor kullanımı konularına da değinen Farinelli ; ‘’ Çizgi romanı diğer öykü anlatım türlerinden ayıran şey, kendi dilinin görsel metaforlar üzerine kurulu olmasıdır. ‘’ diyerek, çizgi roman sanatının önemini güzel vurgulamış.
( * ) Yayınlanan makaleden çeşitli bölümlerin alıntılanmış durumunu gördük. . Makalenin tamamını ingilizce okumak isteyenler şu linke başvurabilirler.

Prof. Dr. Gazi Yaşargil

Bu arada , konumuzun sonunda milli gururumuz olan bir bilim adamımızı anmak isterim. Dünyada modern beyin ve sinir cerrahisinin (nöroşirurji) kurucusu olan, “yüzyılın cerrahı” olarak da tanımlanan duayen isim Prof. Dr. Gazi Yaşargil, 95. yaş gününü farklı ülkelerden 10 binin üzerinde beyin ve sinir cerrahının katıldığı bilimsel toplantıyla kutlamıştı.( 2020 ) Amerikan Cerrahlar Birliği tarafından “yüzyılın beyin cerrahı” olarak da adlandırılan Prof. Dr. Yaşargil, bugüne kadar yaptığı ameliyatlarla binlerce hastanın yaşama tutunmasını sağlarken, birçok bilim insanının da yetişmesine katkı sunmuştur.


Not : Bu yazının başında yer alan , Tim Vernimmen’in makalesinin linki ;


Ayrıca ; beyin bölümlerinin işlevleriyle ilgili, topografya haritasına benzer, güzel bir çizim