ÖLDÜREN GÖLGE

Lal Yeni Maceralar 10-11. sayı
Orijinal 10-11. sayı

Yazar. Luigi Mignacco
Çizer. Roberto Diso
Kapak. Fabio Valdambrini
İlk Yayın Tarihi. Nisan/Mayıs 2020
Öykü toplam 188 sayfa

Öykü: Mister No ve SS, belgesel film yapımcısı Lola ve küçük ekibine Amazon ormanlarının bereketli canlılığında rehberlik ediyor. Ancak belgesel avcılarının en çok peşinde koştuğu av olan Jaguarın, bir yerli köyünün sakinleri için ölümcül bir tehdit olduğu ortaya çıkıyor. Ve avın peşinde, film kamerasından çok daha tehlikeli silahlarla donatılmış başka avcılar da var! Dişlerden ve pençelerden oluşan ölümcül tehdit saldırmaya hazır. Ancak bunu silahlı bir av haline getirmek isteyenler ile, onu film ile ölümsüzleştirmek isteyenler arasında kalan Mister No, o coğrafyaya ait olmayan bir canavarı korumanın bir yolunu bulmak zorunda kalıyor…

Özellik: Evet bu 14 kitaplık yada 4 öykülük kısa serideki ikinci öyküye geldik. Daha önceki iki yazıda da belirttiğimiz gibi bu seri, rahmetli usta Guida Nolitta‘ya adanmış kısa bir ‘ustaya saygı duruşu’ gösterisi. Aynı lafları tekrar etmemek için okurlarımızdan serinin iki eski yazısını okumasını tavsiye ediyoruz. Ama çok kısa özetlemek zorunda kalıyorsak eğer, şunları söyleyebiliriz. Bu elimizdeki seri, eski seri kapandıktan 13 yıl, Nolitta öldükten 8 yıl sonra başladı. Hala Mister No’yu özleyen az da kalmış olsa vefalı okur için, ve de Nolitta’yı anmak için hazırlandı. Evet; Mister No geri döndü, üç senarist ve beş çizer bunu sağladı. Yazarlar Michele Masiero, Luigi Mignacco, Maurizio Colombo. Ve çizerler Roberto Diso, Massimo Cipriani, Marco Fodera, Stefano Di Vito ve Fabio Valdambrini’den oluşan ekip çalışması. Nolitta’nın karakterini onun ağzından konuşturarak, bize geçmişin duygularını yeniden yaşattılar.

Güzel kadınlar, destanın haliyle Mister No’nun vazgeçilmez unsurudur. Böyle bir tiplemenin, karakterin ve de maceracının sevgili bulmakta zorlanması eşyanın tabiatına aykırıdır. Ve bu öyküde de güzel bir kadın vardır. Bir önceki öykü; 379’u aylık toplamda 450 den fazla öykünün tam bir konu özeti idi. 9 sayı süren öyküde Manaus, gangesterler, orman, Amazon, uçaklar, eski dostlar yani tüm Mister No ögeleri mevcuttu. Ama bu öykü klasik bir Amazon öyküsü olmuş (vahşi hayvan, yerliler, kalpsiz avcılar ve entel güzel bir kadın klişesi).

Öykünün gerçek başkahramanı bir Kara Kaplan. Kaplan mı? Ama; Amazon’da kaplan olmaz ki! O, Jaguar olmasın?! Evet öykü de bu farkın üstüne kurulmuş. İlk kitapta Siyah Jaguar/Onca Negra (bilimsel ismi Panthera onca) zannedilenin Kara Kaplan olduğu ortaya çıkıyor. Amazon’da Jaguar kelimesinin bir Güney Amerika yerli dili olan Tupian dilindeki yaguara kelimesinden türediği düşünülmektedir. Yaguara, yırtıcı köpek, yırtıcı hayvan, yırtıcı canavar anlamına gelmektedir. Jaguar, Amerika kıtalarının en büyük, dünyanın 3. en büyük kedi türüdür. Vücut yapıları yüzmeye, tırmanmaya ve avlarını yere değecek kadar yatarak takip etmelerine uyum sağlar. Diğer tüm Panherinae türleri gibi Panthera onca da uzun süre Felis cinsine aitmiş gibi sınıflandırıldı ancak sonradan Panthera olarak değiştirildi. Bu cinsin 6-10 milyon önce Asya’da evrimleştiği düşünülmektedir, Jaguarın ise 1.5 milyon yıl önce Bering Boğazı’nda oluşan doğal köprü üzerinden Amerika’ya giriş yapan bir türden oluştuğu tahmin edilmektedir. Melanizm ve albinizm görülür (Melanizm, hayvanların aşırı ölçüde siyah pigmentlenmesi, başka bir deyişle kısmen bolca melaninle depolanmasıdır. Albinizm ise, gerek insan, gerek hayvan Albinolarda deri çok ince ve beyazımsı, tüyler beyazdır. Derideki melanin pigmenti eksikliği sebebiyle), melanistik özellik taşıyan bireyler kara panter olarak da bilinir. Yani kara panterler ayrı bir tür değillerdir.

Kaplanlar çoğunlukla Asya Kıtası ormanlarında yaşamlarını sürdüren kaplanların, dünyanın birçok yerinde de yerleşkesi bulunuyor. Kaplanlar su tüketimini oldukça seven ve suya ihtiyaç duyan hayvanlardan biri olması ile yaşam alanlarının suya yakın, sulak bölgelerde olmasına dikkat ederler. Kaplanların en çok dikkat çeken özelliği ise dev boyutunun üstünde küçücük kulaklarının olmasıdır. Kaplanların birden fazla türü bulunmaktadır. Genellikle sarı-siyah çizgilere sahip görünüşü olan kaplanlar, Asya kıtasının birçok ormanlık alanlarında yaşamlarını devam ettiriyorlar. Sarı-siyah çizgili kaplanların dışında siyah-beyaz çizgili kaplan türü de bulunmaktadır. Siyah, beyaz renklere sahip kaplanların yüzde 99’u Sibirya bölgesinde yaşam sürmektedirler. Hem kar beyazı hem de altın kaplanlar, gen mutasyonları olarak homozigottur. Siyah kaplan, melanizm nedeniyle bir renk çeşididir.

Michele Masiero, Mister No’nun Yeni Maceralar serisinin editörlüğünü yaptı ve ilk kitabının senaryosunu yazdı. Mister No’yu 13 yıllık bir aradan sonra yeniden vizyona soktu. Ama sanki; bu proje, Mister No’nun gelişimini başlangıcından beri takip eden biz eski okuyucularla sınırlı kaldı. Pilotun yeni maceralarından birbuçuk yıl önce Masiero, genç Jerry Drake’e ithaf edilen Mister No Revolution‘ı yayınladı. Böylece Nolitta’nın kahramanına tazelik ve yeni bir bakış açısı kazandırdı. Masiero’nun, bu iki projede ki en önemli başarısı; hem senaryoya yaklaşımı, hem de geçmişin nostaljisi ile modern zaman arasında kurduğu dengedir.

Bir önceki yazıda Michele Masiero ustadan bolca bahsetmiştik. Bu sefer çok miktarda Mister No, Dylan Dog ve Deadwood Dead senaryosu yazan ustanın farklı bir eserine bakalım. 2019 da çizimlerini Roberto Baldazzini‘nin yaptığı bir kitabı çıktı Masiero’nun. Kitap 288 sayfalık ve Bonelli ‘den yayınlandı. Hollywoodland; Ay ve onun karanlık tarafı gibi ikiye bölünmüş bir dünya. Doğası ve mesleği birbirine zıt olan Winter kardeşler, Danny ve Monty’nin hikayesi. Gösteriş ve sefaletten, coşku ve çaresizlikten oluşan, belirsiz bir çağın öyküsünü anlatır Masiero. Bu öykü 2020 yılında üçe bölünerek, Storie serisinde de yayınlandı.

Senarist Luigi Mignacco; 1987 yılında Bonelli yayınevine gelince ilk yazdığı öykü Mister No’nun Uçan Kaplanlar öyküsüdür (Lal kitap 37. cilt. 145/148. sayı). O öykü karakterin kırk yıla yayılan yaşamının gerçek bir mihenk taşıdır. Jerry’nin takma adının öyküsüdür. Maceranın 148. kitabının ismi, Benim Adım Mister No‘dur. Yani Mignacco‘nun duygusal bir ilişkisi vardır Mister No ile.

Mignacco, Diso için özel bir senaryo hazırlamış ve bu anlamda karakteri iyi tanıdığını gösteriyor. Luigi Mignacco’nun iyi senaryosu burada gerçekten ikna edici bir performans sunan Roberto Diso‘nun çizimleriyle zenginleşiyor. Mignacco’nun da Hollywoodland ile aynı seride çıkmış bir kitabı var. 2018’de çizimlerini Paolo Raffaelli’nin yaptığı Keller; 1924 New York’unda başlayan, içki yasağı yılları ile büyük buhran yılları arasında geçen, merkezinde bir adam ve büyük bir gizemin yer aldığı bir gangster destanı. Bu öykü de, Storie serisinde üçe bölünerek 2019 sonunda yayınlandı.

Roberto Diso; mükemmel çiziminin yanı sıra, 40’lı ve 50’li yılların filmlerindeki atmosferin başarılı bir şekilde hatırlatılması ve genel olarak pilotun hikayelerinin atmosferinin iyi yansıtılmasının toplamıdır. Diso’yu tekrar görmek ne kadar güzel. 88 yaşındaki usta bu projede gençliğini yeniden keşfediyor. Bu seride her ne kadar kapak sanatçısı olarak işe alınmamış olsa da, kapakları hazırlama onuru haklı olarak Fabio Valdambrini‘ye verildi, ancak Diso zaten geçmişte Mister No’nun kapak çizimleri yapmıştı. Bu öyküde de Diso, yeniden, vahşi hayvanların, bitkilerin mükemmel çizimini yaparak, dinamik sahneleriyle Amazon yağmur ormanlarına ve biyolojik çeşitliliğine saygı duruşunda bulunuyor. Diso’nun 2024 yılı başında yeni bir kitabı çıktı. Şaşıracaksınız ama bu çizimlerden oluşan bir kitap değil. Roberto Diso’nun yazdığı bir roman. Evet, yanlış anlamadınız. Roman.

Kitabın ismi Vaharo: Vaharo genç bir savaşçı, bir avcı ve Vallai-or-Maallagi kabilesinin karizmatik bir üyesidir. Bizi erkeklerin her gün hayatları için savaşmak zorunda kaldıkları uzak bir zamana taşıyor. Ve Diso, bu romanla bizi şimdiye kadar pek az rastlanan bir edebiyat türüne, ‘Tarih Öncesi Kurgu’ya götürüyor, ancak Diso daha da ileri giderek ‘Tarih Öncesi Fantezi’ye de yanaşıyor. Tarzı ve yaratımları ile ilgili uzun bir röportajdan bir soru ile yanıtlasın usta nasıl gözlem yaptığını.

”Peki. Çizgi romanlara gelince, kendi kendinizi yetiştirmişsiniz. Sanat okuluna gittiniz, biraz mimarlık okudunuz ama bugünkü gibi çizgi roman okullarının olmadığı bir dönemde doğal yeteneğinizin yanı sıra tekniğinizi de geliştirmek zorundaydınız. Sanatınızın sırrı nedir?”

”Her zaman vücut dinamiklerine çok dikkat ettim. Atları çok iyi çiziyorum çünkü onları tanıyorum, yıllardır biniyorum ve nasıl hareket ettiklerini biliyorum. Genel olarak bedenlerin ve canlıların nasıl hareket ettiğini sürekli ilgiyle izledim. Mesela; bir erkek ve bir kadın farklı hareketler sergilerler. Gözden kaçabilecek birçok küçük detay, erkeksiliğin aksine kadınsılığı ve farklı bir hareket tarzını ifade eder. Örneğin bir kadını bir şey yaparken gözlemlediğinizde, kollarının üst kısmının göğsüne çok yakın kaldığını fark edersiniz. Neredeyse hiç fark etmediğiniz ama gerçekten kadınlığın karakteristik özelliği olan bir detay. Bunun fiziksel bir gerçeklik mi olduğunu yoksa bir tür davranışsal eğitimden mi kaynaklandığını bilmiyorum. Kadın kolunun hareketini bile kıvrımlı bir şekilde yapıyor, neredeyse kendini saran bir hareket yapıyor. Bir erkek ise oturduğunda neredeyse her zaman kambur durur!
Tüm bunları ata, aslana, maymuna vb. gerekli farklılıklarla birlikte getirirseniz, yavaş yavaş onların hareket etme şekillerinde ustalaşmaya başlarsınız. Bu nedenle iyi bir gözlemci olduğumu söyleyebilirim .
Örneğin… dövüş gibi belirli hareketleri yeniden üretmek için bile bokstaki kısa deneyimimden ilham aldım. Yumruk omuzdan değil, tüm enerjilerin kaynaklandığı ayaktan başlar. Çizimlerimin gerçekçi görülmesi bazı deneyimleri bizzat yaşamış olmamdan kaynaklanmaktadır. O zaman görselleştirme yeteneğimi kullanıyorum ve bu bana yardımcı oluyor.
Hareketli bir sahne yapmam gerektiğinde sadece tek bir çekimi değil, ağır çekimde olduğu gibi biraz önce ve biraz sonra olanları da hayal ediyorum. Bu sahnenin bir kısmına odaklanıyorum. Bütün bunların bir atmosfer yarattığına inanıyorum ve yapılan hareket bağlamından kopuk değil, bir üretkenlik ve bir sonuç anına sahip. Bu özel olmayan ama ilginç olabilecek ve istediğim atmosferi yaratmak için kullanabileceğim küçük bir sır.”

İnsanlar: SS, Lola Kirkland, Oscar, Francis Way, Melanie Way, Domingo Pessoa, Togo.
Mekanlar: Manaus, Amazonya.