GUYANALI ADAM

Lal KM 2. cilt: 6/7.sayı
4.Öykü

Yazan. G. Nolitta
Çizen. R. Diso
Kapak. G. Ferri
İlk Yayın Tarihi. Kasım 1975

Lal KM Serisi
Lal 6/Guyanalı Adam-3. sayfadan başlar (96 s). KM 2/2 de 99’dan başlar.
Lal 7/Orman Tamtamları-81. sayfada biter. KM 2/3 de 275. sayfada biter.
Toplam 177 sayfa.

Tay Fasikül Serisi
Tay Fasikül 37/Belem Yolcusu-27. sayfadan başlar (8 s).
Tay Fasikül 38/Kaçaklar (32 s).
Tay Fasikül 39/Nehirdeki Kulübe (32 s).
Tay Fasikül 40/Orman Tamtamları (32 s).
Tay Fasikül 41/Haydut Peşinde (32 s).
Tay Fasikül 42/Hesaplaşma Saati (32 s).
Tay Fasikül 43/Firari Aşık-16. sayfada biter (14 s).
Toplam 182 sayfa.

Tay Albüm Fasiküllü Seri
Tay Albüm 13/(37 no’lu fas. 27. s. başlar)-(72 s).
Tay Albüm 14/(40-41-42 no’lu fasiküller)-(96 s).
Tay Albüm 15/(43 no’lu fasikülün 16. s biter)-(14 s).
Toplam 182 sayfa.

Tay Albüm 2. Seri
Tay Albüm 108/Belem Yolcusu-67. sayfadan başlar (16 s).
Tay Albüm 109/Kaçaklar (80 s).
Tay Albüm 110/Orman Tamtamları-82. sayfada biter (80 s).
Toplam 176 sayfa.

Tay Sayı Serisi
Tay Sayı 53/Belem Yolcusu-17. sayfadan başlar (81 s).
Tay Sayı 54/Orman Tamtamları-97. sayfada biter (95 s).
Toplam 176 sayfa.

Öykü: Fransız Guyanası hapishanesinde 20 yıl yattıktan sonra, eski bir soygunun ganimetlerini aramak için üç suçlu tarafından kaçırılan Marsilyalı Julien Remy zor durumdadır. Sadece Mister No ve kızı Anouk onu bulabilir…

Özellik: Okuyucu açısından ise bir “devrim” başlamıştır bu sayıda. Roberto Diso ile uzun sürecek yol arkadaşlığının ilk sayısı. Evet “devrim”, çünkü Diso, çizgileri ile bambaşka bir Mister No resmetmeye başladı. O harika gülüşü, gerçekçi aksiyon sahneleri ve keskin (dolgun) çizimleri ile yeniden hayat verdi Mister No’ya. Mesela katıksız Mister No okurları ilk iki sayıya ani dönüş yapınca, Mister No mu, yoksa Zagor mu okuduğunu anlayamaz?. Bizim için Mister No, Diso’dur ve Bignotti’dir (en azından eski kuşak Mister No’cular için). 116. sayıyla kapakları da çizmeye başlayacak olan Diso, daha ilk çizimlerde karakteri oturtmaya başladı. Macera aslında iyi bir macera. Ama Son Kangaseyro öyküsü gibi bir efsanenin arkasından yayınlandığı için, gerçek değerini gösterememiş olabilir.

Roberto Diso

Ayyaş’ Jean’ın kulübesine gittiklerinde Jean içki içmektedir. Fransız Guyanası’nda ‘kasaça’ ya da viski içilecek değil ya. Fransız Konyağı içerler. Unutulmaz ve karakteristik şişesiyle Courvoisier, Fransa’nın Charente bölgesindeki Jarnac kasabasında üretim yapan bir konyak markası. ‘Büyük dört’ konyak evinin en genç ve en küçüğüdür. Diğerleri; Hennessy, Rémy Martin ve Martell firmaları. Courvoisier ayrıca büyük dörtlü arasında en alışılmadık olanı. Üretim sürecinin her adımını kontrol ediyor ama kendi damıtmasını yapmıyor. Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart, 1811’de Bercy’yi ziyaret etti ve daha sonra Napolyon Savaşları sırasında topçu birlikleri için bir konyak iaşesi olmasını istedi. Ve bu konyak çok beğenildi, bu Courvoisier marka konyağa, ‘Napolyon’un Konyağı’ adını verdiler.

Courvoisier

Guyana ormanlarındaki Maroni nehirinde takip başlamıştır. Haydutların teknesi batmış ve  ormanda yaşayan eski Afrikalı kölelerin kurduğu bir köye gelmişlerdir. Haydutlar köyden iki kişiyi esir almış ve bir tekne gasp etmiştir. Bush-negro’lar o kızgınlıkla kahramanlarımıza saldırır. Kahramanlarımız zor kaçarlar. Ve sonunda büyük hesaplaşma görülür.

Bush-negro köyü

Saramaka‘lar, Maroon halkından ve 2007’de, Surinam‘daki toprak haklarını Mahkeme kararıyla kazandı. Zararları için tazminat aldılar ve bu parayı kendi kalkınmaları için kullanıyorlar. ‘Maroon’ kelimesi, İspanyolca cimarrón kelimesinden gelir. Özellikle 1990’dan beri, Saramaka’ların bir kısmı Surinam’daki uzun süren iç savaş nedeniyle Fransız Guyanası’na göç etti. 16. yüzyılın başlarında, ‘maroon’ (cimarron) terimi, kölelikten kaçan ve sömürgecilerin kontrolü dışında bağımsız topluluklar kuran eski köleleri belirtmek için Amerika’nın her yerinde kullanılıyordu.

Saramaka ahşap sanatına bir örnek

İtalyan operalarıyla başlayan öykü, akordion eşliğinde Fransız şansonlarıyla biter. İki güzel Fransız şarkısı “J’ai deux amours” ve “C’est si bon”. J’ai deux amours (İki aşkım var), 1930 yılında Joséphine Baker‘ın, Adrien Lamy ile söylediği, Géo Koger ve Henri Varna‘nın sözlerini yazdığı, Vincent Scotto‘nun müziğini yaptığı bir şarkı (chanson). Casino de Paris’de düzenlenen ve Fransız sömürge imparatorluğunun görkemli bir şekilde anıldığı, Sömürge Sergisi ile aynı zamana denk gelen ve Scotto tarafından yeniden yazılan bir şarkı. Şarkıda; Joséphine Baker‘ın, hem bir yabancı olarak sevilen kişiliğinden, hem de sahiplendiği bu şehre olan derin bağlılığından bahsetti Scotto. Hemen popüler oldu ve Joséphine Baker‘ın en sevdiği şarkı oldu. Savaştan sonra, hem gerçek hem de mecazi anlamda ABD’den uzaklaşan Josephine Baker, nakaratın ikinci dizesini biraz değiştirdi: “İki aşkım var, ülkem Paris… ” Bu, kesinlikle Josephine Baker’ın şarkısıdır ve hayatının sonuna kadar sahneye, televizyona, hatta bir restorana veya gece kulübüne girdiğinde, orkestra değişmez bir şekilde durur ve bu şarkının açılış notalarını çalmaya başlardı. (videosu yazının sonunda)

J’ai deux amours

Denizlerin ötesinde diyorlar
Orada berrak gökyüzünün altında bir şehir
Büyülü ve büyük siyah ağaçların altında
Her gece onu düşlüyorum

İki aşkım var, Ülkem ve Paris
İkisi de her zaman kalbimi doldurdu
Benim Afrika’m çok güzel
Ama bunu inkar edebilir miyim ki?
Beni büyüleyen şey

Burası Paris, bir gün onu gör
Bu benim tatlı rüyam
İki aşkım var, Ülkem ve Paris

Bir gemi gidiyor ona doğru
Kollarımı uzatıyorum
Ve kalp duyguyla atıyor alçak bir sesle
Yavaşça “beni götürün!” diyorum.

İki aşkım var, Ülkeniz ve Paris
İkisi de her zaman kalbimi doldurdu
Benim Afrika’m çok güzel
Ama bunu inkar edebilir miyim ki?
Beni büyüleyen şey

Burası Paris, bir gün onu gör
Bu benim tatlı rüyam
İki aşkım var, Ülkem ve Paris

Joséphine Baker

C’est si bon (Çok iyi) Henri Betti tarafından 1947’de bestelenen ve sözleri André Hornez‘e ait olan popüler bir Fransız şarkısı. Şarkı birçok dile uyarlanmıştır. 1947’de Henri Betti Nice’teydi ve bir iç çamaşırı mağazasının vitrini önünde durdu, şarkının ilk dokuz notasını bir kağıda yazdı. Eve döndüğünde melodiyi on dakikadan daha kısa bir sürede besteledi. Daha sonra Paris’e gitti ve şarkısına bir isim bulmak için söz yazarı André Hornez ile buluştu. André Hornez, Henri Betti’ye on tane üç heceli şarkı ismi gösterdi. Sonuncusu C’est si bon idi. Henri Betti bunu beğendi ancak André Hornez, bir filmi için birkaç yıl önce “C’est bon” adlı bir şarkı yazdığını söyledi. Henri Betti ona ‘si’nin her şeyi değiştirdiğini söyledi. Ama bu şarkıyı en güzel söyleyenin, İtalyan asıllı Fransız aktör ve şarkıcı, Yves Montand olduğu, yadsınamaz bir gerçek. (videosu yazının sonunda)

Henri Betti
André Hornez

C’est si bon

Mmm, tabii ki
Fransa’da aşıklar böyle söyler
Romantizmin heyecanıyla
Çok iyi anlamında

Oh, elbette
O yüzden sana söylüyorum
Fransızların yaptığı gibi
Çünkü çok iyi

Her kelime, her iç çekiş
Her öpücük canım
Tek bir düşünceye açılır
İşte bu canım

Mmm, bu çok iyi
Hiç bir şey yerini tutamaz
Ufak bir kucaklaşmanın
Eğer sadece benim olsaydın

Geri kalan günlerim boyunca
Bu cümleyi fısıldayacağım
Sevgilim, “C’est si bon”
Ah, evet

Luigi Mignacco ile Gallieno Ferri’nin, 2012 yılında beraber hazırladığı Zagor macerası olan Cehennem Seferi isimli maceranın, Mister No’ya adanmış, tamamı saygı duruşu çizimlerinden oluşan bir macera olduğunu daha önce söylemiştik. Şöyle ki; Mister No’nun çıkışından 27 yıl sonra, Ferri usta, bu Zagor macerasında, kendi çizdiği Mister No kapaklarına vinyetlerle selam gönderiyor. 2012 yılında basılan 566. sayının 33. sayfasındaki vinyet ve sayının kapağı. İşte bu kapağa adanan vinyet!

Luigi Mignacco ile Gallieno Ferri’nin hazırladığı, 566. sayının 55. sayfasındaki vinyet ve 7. sayının kapağı.

Bu yazıdaki bilgiler için, dimeweb.blogspot.com kurucularından, Saverio Ceri’nin ve Giampiero Belardinelli’nin (Francesco Manetti’nin yardımıyla), katkılarına teşekkürler.

Çok Meraklısına Notlar

Çok Meraklısına Linkler: Latin Amerika’da Kölelikten kaçanlar, ormanın derinliklerinde çok köyler kurdu. Bush-negro‘lar Fransız Guyanasında yaşayan eski Afrikalı kölelere verilen isimdir. Bu link, hala varlıklarını sürdürmeye çalışan bu gruplarla ilgili bir link.

Çok Meraklısına Linkler: Konyak, neredeyse Fransızların milli içkisi. Tabii ki diğer içkilerden bazı tat ve özellik farkları var. Courvoisier, Fransız konyakları arasında ciddi bir yeri olan marka. Bu link ile konyaklar hakkında gerekli bilgiye ulaşabilirsiniz.

Yves Montand-C’est Si Bon. Efsanevi fransız şarkıcı Yves Montand’tan efsanevi bir fransız Şanson’u.

Josephine Baker-J’ai Deux Amours. Aslen ABD doğumlu olan efsane sanatçı, daha sonra Fransız vatandaşlığına geçmiştir. Sadece sesiyle değil, savaşta Fransız direnişçilerine verdiği destek ile Fransız’ların kalbini fethetmiştir. J’ai Deux Amours‘u ondan dinlemek ayrı bir keyif.

Mister No ile ilgili bilgiler almak için Herkesi, Facebook‘ta, Mister No Maceraları grubu‘nu takip etmeye bekliyoruz.