
MEFİSTO’NUN OĞLU
Maceraperest Altın 125, 126, 127 ve 128. kitap
Yayın yılı. 1971
Yazan. G.L. Bonelli
Çizen. A. Galleppini
Kapak. A. Galleppini




Öykü: Ancak Mefisto’nun işi henüz bitmemiştir. Kendini kalenin bodrumunda bulur. Kalenin çökmesi sonucu ölümden kurtulur ancak kapana kısılmış halde ve hiçbir kaçış umudu olmadan beklemektedir. Onun için ölümle randevusu sadece biraz ertelenmiştir ve Mefisto, kalan bu kısa süre içinde, uzun süredir rakibini yok etmeye çalışmak için en son şeytani fikrini bulur. Güçleri sayesinde oğlu Blacky ile uzaktan iletişim kurmayı başarır. Oğlu bu zorlu mirası kabul ederken, Mefisto kalenin bodrumunu işgal eden fareler tarafından öldürülür. Blacky, Yama ismini alacaktır. Mücadele başlamıştır. Yama, babasından kalan maddi miras, büyü kitapları ve kurtardığı Loa’nın yardımı ile Tex ekibinin üzerine çullanır. Loa’nın yardımıyla, zenciler ve kara büyüyü arkasına almıştır. Ayrıca Mefisto da öbür dünyadan yardım etmektedir. Tex ekibinde ise köyün Şamanının onlara verdiği bir büyüden başka bir şeyleri yok…
Özellik: Bu hikayenin başlangıcındaki ‘önceki bölümün özeti’, bir kafatasının doğrudan okuyucuya hitap ettiği ve ona ”Hatırlıyor musunuz?” diye hitap ettiği ilk Vinyet ile başlar. Öykünün ilk 16 sayfası (önemsiz değişiklikler ve anlatıcı iskeletin müdahaleleri hariç) Savanada Dehşet öyküsünün sonucunu aslına sadık bir şekilde yeniden anlatıyor. Tex, Mefisto‘nun ölümünün ve Yama ile Loa arasındaki ittifakın doğuşunun anlatıldığı uzun girişin sonunda ilk kez 92. sayfada karşımıza çıkıyor. Tex maceralarında bir ilk olarak, Tex bir Zombi ile çatışıyor.


Bu öykü Mefisto maceralarının, İllüzyondan Büyüye tamamen geçiş yaptığı öyküdür. Tex evrenine gülünç bir kostümle ve basit bir kabare illüzyonisti olarak ya da vasat bir casus olarak giren Mefisto, yolculuğun bu gününe gelindiğinde, tartışmasız olarak önemli bir karakter haline geldi. Yama, babası Mefisto’nun büyüde geldiği noktayı, seviye atlatarak daha yüksek bir mertebeye çıkardığı öyküdür. Yama artık Taş Kırallığına inebiliyor. Güzel zenci Loa daha önceki öyküde büyü yaratamıyordu. Bu macerada Yama’dan aldığı derslerle gerçek bir ‘Mambo’ (Voodoo Rahibesi) olup büyü yapabiliyor. Hatta bir ölüyü diriltip ‘Zombi’ yapabiliyor. Ayrıca kabile büyücüsünün Tex ve arkadaşlarına verdiği ‘Büyü bozan bileklik’ öyküyü daha da mistik bir yapıya oturtuyor.

Mefisto’nun oğlunun ismi Blacky‘dir. Büyük ihtimal ile Blacky Dickard. Ama Yeraltı Güçleri ona Yama ismini uygun görürler. Neden? Yama, Hindistan mitolojisinde ölüm ve adalet tanrısıdır. Vedalar (İlahiler) onu ölen ilk insan olarak tanımlar ve o zamandan beri tüm insanların izlediği ölümlülük yolunu aydınlatır. Güneyin (ölüm bölgesi) koruyucusudur ve Yama’nın ikametgahı, cehenneme benzer bir yer olan Naraka‘dır. Vedalarda Yama, günahların cezalandırıcısı olarak değil, ölen ataların neşeli kralı olarak temsil edilmiştir. Yama genellikle dört kollu olarak tasvir edilir. Ellerinde çeşitli semboller taşır. Bir sopa (ölümü temsil eder), bir ilmek (ruhları yakalar), bir kitap (iyi ve kötü eylemleri kaydeder) ve bir çark (zamanın akışını simgeler). Ölülerin iyilik ve kötülüklerini tartan ve cezayı belirleyen adil yargıç (Dharmaraja) olarak tanınmıştır. Görünüşü görkemli, yeşil veya siyah. Kırmızı gözlü ve kırmızı giysili olarak tanımlanır. Bir kafatası ile süslenmiş olabilen bir ilmik ve topuz taşır ve bir boğaya biner. Yama, Hindu mitolojisinde karmaşık ve çok yönlü bir figürdür. Hem korkutucu hem de saygı duyulan bir tanrı olarak görülür.


Öykünün 2. kitabı olan Dört Tılsım‘da Yama, Taşlaşmış Dünya‘ya ya da diğer ismiyle Taş Krallığa inmeye karar verir. Büyüde Taş Krallık nerede? Fiziksel gerçeklikten çok sembolizm ve metaforla bağlantılı bir kavram olduğundan, yorum dünyasının kapısını açar, çünkü sihir sembolizm açısından zengin, genellikle kültürel, geniş bir kavramdır. Büyüde ve birçok manevi gelenekte, farklı varoluş planlarından veya paralel boyutlardan bahsedilir. ‘Taş krallığı’ bu alemlerden biri, büyük istikrar ve güce sahip, yer enerjilerin ve dünya ile bağlantının özellikle yoğun olduğu bir yer olarak anlaşılabilir.

‘Taş krallığı’ metaforik bir kavramdır ve farklı yorumlara açıktır. Konumu haritada gösterilemez ama içimizde, dünyanın derinliklerinde, gezegenimizin kutsal yerlerinde veya paralel boyutlarda bulunabilir. Yani Kadim enerjilerin ve sırların bulunduğu gizli ve gizemli bir yer. Taşlar genellikle eski uygarlıkların tanıklarıdır ve gezegenin ‘anıları’ olarak değerlendirilebilir. Genellikle karanlık ve gizemle ilişkilendirilen bu yerler, uzun zamandır yeraltı dünyasına ve doğaüstü güçlere erişim noktaları olarak kabul ediliyor. Taş krallığı, daha derin benliğimizin, dünyayla olan bağlantımızın ve zorluklara dayanma yeteneğimizin bir metaforu olarak da görülebilir.

Tex ile ilgili bilgiler almak için Herkesi Facebook’ta Tex Willer Meraklıları Haberleşme Ağı‘nı takip etmeye bekliyoruz.
https://www.facebook.com/groups/863513165920549?locale=tr_TR
