
MEFİSTO’NUN GÖLGESİ
Çizgi Diyarı Klasik: 265, 266, 267 ve 268. sayı/49. cilt
Yayın yılı. 1982
Yazan. G.L. Bonelli
Çizen. A. Galleppini
Kapak. A. Galleppini




Öykü: Yama, kendisini düştüğü nehrin akıntısından kurtaran yarasa sürüsü sayesinde geniş bir yeraltı mağarasına ulaşır ve burada hem insan hem de şeytani yeni müttefiklerle kendisi için yeni bir intikam planı hazırlayan babasıyla yeniden temasa geçer. Mefisto ona yeni kapılar açacak ve yeni müttefikler bulacaktır. Hermosa vadisinde yaşayan, Aztek soyundan gelen yerlileri kullanmasını önerir. Yerliler, Aztek imparatorluğunu yeniden kurmayı hayal etmektedir. Tex ve arkadaşları son Yama macerasından evlerine dönmek için Tampa’ya gemiyle varmaya çalışmaktadır. Yama, gemide onlara saldırır. Büyük fırtınayı gemi zor atlatır. Ama sürprizler bu kadar değildir. Yama, Tampa’daki Voodoo’cularla da ittifak halindedir. Kahramanlarımız onları da pişman eder bu ittifak için. Ve yolarına devam ederler. Köylerine giderken Morisko’ya uğrarlar. Yama bir deneme de orada yapar. Ama nafile. Artık Morisko’nun güçleri de devrededir…
Özellik: Öykü; tam olarak, bir önceki macera olan Yama’nın Dönüşü‘nün kaldığı yerden başlıyor. Yeraltı nehrinin sularında ölmüş olması gerekiyor. Fakat babası Mefisto, onu yarasaların yardımıyla kurtarmıştır. Yani macera yeniden başlıyor. Yarasalar, Yama’yı keçi ayaklı, boynuzlu, bildiğimiz Şeytan‘ın karşısına çıkartır. İskeletten yapılmış taht, Kara taş ve yılanlar! Ama görüntü uçuşur ve karşımıza tahtta oturan Mefisto çıkar. Şeytan ve Mefisto! Yeraltı ve Büyü dünyasında artık Mefisto’nun yeri sağlam.



Bu macerada G.L. Bonelli, Büyü konusunda el yükseltiyor. Kabile büyücüsü Kırmızı Bulut’un koruyucu muskaları artık yetersiz. Mefisto‘nun karşısına El Morisco. Kötü güçlerin karşısına iyi güçler. Kara Büyü kitaplarının karşısına El Morisco’nun Okült bilimlerle ilgili kitapları. G.L. Bonelli’nin öyküsü, kuvvetli başlayıp ikinci bölümde biraz zayıflasa da sağlam bir öykü. Öykünün güçlü tarafları var. Bonelli, sürükleyici ve heyecan verici bir öykü yazmış. Morisco ve Mefisto gibi fantazi dünyasının iki devinin mücadelesi. Ve kötülüğün güçleri ile iyiliğin güçleri arasındaki ‘destansı’, bazen Grotesk’in sınırlarında geçen bir çatışma. Bu sahnelerde Galep‘in olgun ve keskin çizimleri de o kadar harika ki, bizi bir korku macerası içine sokuyor. Yarasalar ve şelalelerden oluşan yeraltı dünyasında Mefisto’nun Yama ile konuşması çok güzel. Okyanustaki yelkenli geminin Tex ve arkadaşlarını dalgaların insafına bıraktığı sahne! Voodoo zencileri ile olan muhteşem kavga sahneleri. Tex’e şeytani bir oyun oynayan çirkin cadının yüz hatları çok iyi çizilmiş. Bu kadar iyi çizilmiş bir El Morisco görmemiştik. Galep en üst seviyede harika.



G.L. Bonelli; kıtadaki bütün yerli ve etnik gurupları sırayla Mefisto’nun yardakçıları yapacak bu gidişle. Öykülerdeki sırayla; Hualpai Kızılderilileri, Çinli göçmenler, Voodoo müridi zenciler, Maya Kızılderilileri ve şimdi de Aztek Kızılderilileri. Gerçi Dünya tarihine bakarsak, yok edilmiş halklar, böyle üç kağıtçılar tarafından kandırılarak başka emeller için kullanılmıştır. Meraklısı için aşağıda Aztek‘ler ile ilgili bir bilgi olacak. Aztekler içinde Tex’in ve bizim daha önceden tanıdığımız birinin oğlu olan Mitli var. El Morisco (Maceraperest Altın. 101/103. sayılar. 2011 yılı basımı) öyküsündeki Soylu Tulac‘ın yardımcısı, Huitlan‘ın oğludur Mitli.



Mefisto; bir dostu olan Aryman‘dan, Yama’ya yardım etmesini ister. Aryman, irice, konuşan bir yarasa gibi birşeydir. Yama‘ya çok yardımcı olacaktır bu macerada. Fakat senaryoyu yazan G.L. Bonelli bu ismi laf olsun diye seçmemiş. Aryman gerçekte mitolojik bir karakterdir.


Aryman veya Ahriman, eski İran dini olan Zerdüştlük‘ten bir figürdür. Kötülüğün, karanlığın ve yıkımın temsilcisi olarak kabul edilir. Yeraltı güçleriyle özel olarak ilişkilendirilmese de, genellikle ışık ve iyilik güçlerine karşı güçlü bir düşman olarak görülür. Zerdüşt mitolojisindeki Aryman ile yeraltı güçleri arasında doğrudan ve açık bir bağlantı olmasa da bazı paralellikler kurmak mümkündür. Belirli ayrıntılar farklı mitolojilerde değişebilse de, yeraltı güçleri kavramı ve Aryman gibi figürlerle potansiyel ilişkileri birçok antik inanç sisteminde ortak bir temadır. Bu kavramlar genellikle insanların bilinmeyene, görünmeyene olan merakı ve korkusu yüzünden abartılabiliyor.


Yeraltı Güçleri ile Aryman arasındaki bağlantı nedir? Hem yeraltı güçleri hem de Aryman sıklıkla karanlık, kötülük veya yıkımla ilişkilendirilir. Yeraltı güçleri, doğaları gereği, çoğunlukla gizli veya görünmezdir; tıpkı Zerdüştlükteki kötülüğün gizli etkisi gibi. Çeşitli mitolojilerde, yeraltı güçleri sıklıkla gizli veya yeraltı güçlerini temsil eder. Bunlar şunları içerir:
—Yeraltı tanrıları: Bunlar yeraltı dünyası veya yeryüzüyle ilişkilendirilen tanrılardır. Örnekler arasında Yunan mitolojisinde Hades ve Roma mitolojisinde Persephone bulunur.
—Cinler veya ruhlar: Bunlar genellikle yerin altında yaşayan kötü niyetli varlıklar olarak tasvir edilir.
—Elemental güçler: Bazı mitolojiler yeraltı güçlerini elementlerle, örneğin toprak veya su ile ilişkilendirir.

Ayrıca Fantastik ve Korku Edebiyatında da Aryman figürü kullanılmıştır. G.L. Bonelli‘nin bu eserlerin, hiç olmazsa bazılarından habersiz olduğunu düşünemeyiz! İşte örnekler. The Cosmic Puppets; Kozmik Kuklalar (orijinal adı: A Glass of Darkness). Amerikalı yazar Philip K. Dick’in 1957’de yayımlanan bilimkurgu romanıdır. Romanın kahramanı Millgate, Zurvanizm’in ikiz ama birbirine taban tabana zıt yarı tanrıları olan Ahriman (yıkıcı ruh) ve Ormazd (yaratıcı) arasındaki bir savaşın çapraz ateşinde bulur kendini. Kitap Ülkemizde de Alfa Yayınlarından basılmıştır. Philip Kindred Dick; (1928 – 1982) Amerikalı bir bilimkurgu yazarı ve romancıydı. 44 roman ve yaklaşık 121 kısa hikaye yazdı, bunların çoğu yaşamı boyunca bilimkurgu dergilerinde yayınlandı. En önemli eserlerinden bazıları şunlardır: Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? (1968) Bu roman, ikonik film Blade Runner‘a (1982) uyarlandı. Yüksek Şatodaki Adam (1962). Almanya, İtalya ve Japonya’nın II. Dünya Savaşı’nı kazandığı alternatif bir tarihi anlatıyor. Ubik (1969). Bu akıl almaz roman gerçeklik, algı ve kurumsal kontrol temalarını ele alıyor. Valis (1981). Yarı otobiyografik olan bu roman, Dick’in akıl hastalığıyla ilgili kişisel deneyimlerini ve yüce bir güce olan inancını konu alıyor. Dick’in çalışmaları karmaşık felsefi ve metafizik temaları keşfetmesiyle bilinir ve sıklıkla gerçeklik ile yanılsama arasındaki çizgileri bulanıklaştırır. Yazıları sayısız başka yazar ve film yapımcısını etkilemiştir.



Aleksander Majkowski‘nin Kashubia destanında Remus Aryman/Smetek’in hayatı ve maceraları eserinde, Kashubia tarihinde faaliyet gösteren kötü güçlerin bir sembolü olarak nitelenir. Kashubia; Polonya‘nın kuzeyinde, Gdansk Pomeranya’nın bir parçası olan etnik, yerli ve kültürel bir bölge. Doğal olarak Arkaik Din ve Mitolojilerin etkisi bozulmadan günümüze kadar gelmiş bir bölge. Nordik Mitolojilere olan fiziki yakınlığı düşünülürse, kültürel hafızadaki zenginlik yüksek.


Ünlü Kimmerya’lı Barbar Conan‘ın hikayelerinde de kullanılmış ve Ahriman’ın Kalbi adı verilen son derece güçlü bir sihirli kristaldir. Bu kristal, yalnızca mücevher değeri nedeniyle bile o kadar büyük bir değere sahiptir ki paha biçilemez. Ahriman’ın Kalbi Conan’ın Ejderha Saati‘nde bulduğu, Xaltotun’u yenebilen bir mücevherdir. Popüler hayran teorisine göre, kalbin bir zamanlar Yag’daki fil başlı yaratıklardan birinin kalbi olduğudur. ‘Filin Kalbi’nin, Fil Kulesi’nde kırmızı bir mücevher olarak da tanımlanan son derece güçlü bir sihirli eşya olduğu söylenir. Ejderha Saati, Robert E. Howard’ın ilk kez Weird Tales 26/6 ve 25/1-4’te (Aralık 1935 ve Ocak, Şubat, Mart, Nisan 1936) yayınlanan romanıdır, ayrıca Conan the Conqueror adıyla da yayınlanmıştır. Tema Yayınlarından daha yeni çıkmış olan (5 Eylül 2024) Ejderhanın Saati – Kahraman Conan kitabında, Ahriman’ın Kalbi de konu edilmiştir.


Kılıç ve Büyü türünün yaratıcısı çok genç yaşta hayata veda eden Robert E. Howard‘ın eşsiz karakteri Conan‘la yine bir macera. Robert E. Howard, 30 yaşında hayata veda etti. bu kadar kısa yaşamı olmuş bir yazarın ne gibi bir popülerliği olabilir demeyin. 30 yıllık hayatına Conan, Kızıl Sonya, Solomon Kane, Dark Agnes, Atlantisli Kull gibi karakterlerle dolu 300’den fazla öykü sığdırmıştır.

Usta ile Margarita (Üstat ile Margarita), Mihail Afanasyeviç Bulgakov‘un yazdığı roman. Toplumsal eleştiriyi fantastik bir kurgu üzerinden yapmasıyla pek çok yazarı derinden etkilemiştir. Aryman, romanda yer alan dini içerik nedeniyle Üstad’a iftira atan bir edebiyat eleştirmenin soyadı. Usta ile Margarita. 1966-1967’de sansürlenmiş bir versiyonla ve 1973’te tamamlanmış versiyonla yayınlandı. Roman, bir dergi yöneticisinin göl kıyısında Şeytan‘la karşılaşmasıyla başlar. Şeytan, Moskova’da kaldığı süre içerisinde insanların iki yüzlülüklerini gözler önüne serer. İki farklı zaman diliminde ilerleyen romanda olayların büyük kısmı Stalin dönemi Moskova‘sında geçerken, bir yandan da İsa’nın çarmıha gerilmesi olayı, İncil’de gösterilen olaylardan farklı bir şekilde anlatılır. Roman Ülkemizde, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılmıştır.


Aztekler, 14. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Orta Meksika‘da gelişen bir Mezoamerikan medeniyetiydi. Başkentleri Texcoco Gölü’ndeki bir adaya kurulmuş olan Tenochtitlan‘ın çevresinde, özellikle Meksika Vadisi’nde yaşıyorlardı. Kültürleri zengin ve karmaşıktı; Olmekler ve Mayalar gibi daha önceki medeniyetlerden etkilenmişlerdi. Yetenekli gökbilimciler, matematikçiler ve mühendislerdi, etkileyici tapınaklar, piramitler ve su kemerleri inşa ettiler. Ayrıca oldukça yetenekli savaşçılardı ve imparatorlukları fetih ve diplomasi kombinasyonuyla büyüdü. Aztekler çok tanrılı bir dine sahiptiler ve yaratılış ve yıkım döngüsüne inanıyorlardı. Tanrılarını memnun etmek ve dünyanın varlığını sürdürmesini sağlamak amacıyla insan kurban ediyorlardı. Ayrıca dünyanın en büyük piramidi Meksika’da Puebla kentindeki Cholula’da bulunur. Azteklere ait piramit 182 dönüm alan üzerine kurulmuştur ve yüksekliği 54 metredir.

İspanyol’lar geldiğinde; 13 milyonluk bir nüfustan oluşan çok büyük ve zengin bir imparatorluk olan Aztekler, gelişmiş tarım yöntemlerine, kendilerine ait bir dine, takvime, alfabeye sahiplerdi. Aztekleri keşfedenler İspanyollar oldu. Hernan Cortes ve özel ordusu Aztek başkenti olan Tenochtitlan‘a giderken Cortes’in sadece 600 askeri vardı. Ancak Aztek takvimine göre bu yıl çok özel bir yıldı. İnançlarına göre bu yılda Quetzalcoatl adlı bir tanrı Aztekleri yok edecekti. Bu tanrının efsanedeki tarifleri Cortes’e çok benziyordu. Bu yüzden Aztek imparatoru Montezuma, Cortes’in tanrı olduğuna karar verdi. Cortes başkentte birkaç gün geçirdikten sonra şehirden ayrıldı ve sonra daha kalabalık olarak geri geldi. 1521’de Aztekler teslim olana kadar 4 ay sürdü savaş. Hernan Cortes’in başkenti işgali sırasında yapılan ve Tenochtitlan kuşatması olarak bilinen savaş sonucunda Aztekler yenilmiş ve güçlerini kaybetmişlerdir



