


WYATT EARP, OK. CORRAL ve TEX
(Bu yazı, Çizgi Düşler tarafından yayınlanan Tex yeni seri 15.cilt (Orijinal 633-634) önsöz yazısı olarak yayınlanmıştır).
Orhan BERENT
Temmuz 2015
Sevgili arkadaşlar,
Bu kitapla başlayan yeni maceramız, vahşi batıda ve özellikle Teks öykülerinde zaman zaman rastladığımız tanıdık bir temaya sahip. Basın özgürlüğü! Macerayı anlatmayacağım, okuyunca ne kadar güzel olduğunu zaten göreceksiniz. Konusu bu derginin okurlarına oldukça aşina gelecek. Frank Banyon adlı gözünü budaktan esirgemeyen bir gazetecinin başına gelenleri anlatıyor. Tabii dostlarımızın olaya müdahil olduktan sonra neler yapacaklarını tahmin etmek de hiç zor değil. Olup bitene duyarsız kalan kasabanın kanun koruyucusunaysa Teks güzelce ve onun anladığı dilden haddini bildirecektir. Bu tip öyküler zaman zaman konu ediliyor demiştik. Benim aklıma ilk gelen örnek ise yeni seri sayı sekizde uzun uzun bahsettiğimiz ve orijinal ikinci sayıya denk gelen Silver City’de matbaacılık yapan Joan’ın babası ile ilgili maceraydı. Kasabayı ele geçirmiş güçlü adama ve kanunsuzlara karşı gazetesinde yazılar kaleme alan matbaacı ve kızı kahramanımızın en büyük destekçisiydi.

Gelelim maceranın adına ve bana hatırlattıklarına. Tombstone Epitaph! Türkçeye bire bir çevirirsek “mezar taşı kitabesi” anlamına geliyor. Birinci kelimeyi biraz sonra konuşacağım, konumuzla bire bir örtüşüyor. Fakat ikinci kelime “epitaph” da yaşı bana yakın olan okurların rahatlıkla hatırlayabileceği bir anlamı ifade ediyor. 1969 yılında ilk albümünü çıkaran rock müziğinin büyük isimlerinden King Crimson’un unutulmaz şarkısıdır o. Hafızanızı bir yoklayın hele. Bilgisayarınızı açın, Youtube’a girin ve dinleyin. Robert Fripp’in dinleyenin içine işleyen gitar arpejini, arka plandaki uğursuz tınılarıyla duyulan orgun sesini ve bir zamanlar rock müziğin en büyük seslerinden olan Greg Lake’in benzersiz vokalini. Yaşı elliye yaklaşanların ve bizden daha büyüklerin unutamadığı bir klasiktir Epitaph. Hatırladınız mı gönül telimizi hâlâ titreten bu melodiyi?

Dönelim “Tombstone”a. Western filmlerine aşina olanlar başrolünü Kurt Russel’ın oynadığı aynı adlı filmi iyi bilir. Earp kardeşlerin öyküsünü ve en ünlüsü olan Wyatt’ın Tombstone kasabasında yaşadıklarını anlatır bu kordela. Filme geçmeden önce Wyatt Earp kimmiş onu tanıyalım biraz. Vahşi batının acımasız şeriflerinden olan bu adam gençliğinde birçok ünlü kovboy gibi buffalo avcılığı yapmıştı. Posta arabalarının koruma muhafızlığı yapan Earp kahramanımız Teks gibi zaman zaman kanun dışı da ilan edilmişti.

Kanunun yolunda gitmeye karar verdiğindeyse en yakın arkadaşı olan Doc Holliday ile karşılaştı. Şeriflik yaptığı yerler de hep belalı kasabalardı ve Dodge City ile Wichita bunların arasındaydı. Son görev yaptığı Tombstone ise onun iyice meşhur olmasını sağladı. Ama buradaki tarihi düelloda yendiği Clanton çetesi sonradan onun kardeşi Virgili yaralayıp Morgan’ı öldürünce İşler karıştı. Kardeşinin öcünü almak isteyen Wyatt ile Doc Holliday adeta Arizona’da terör estirdi. Clanton çetesinden arta kalanların saklandıklarını düşündükleri çiftliklerin sakinlerine acımasızca davranıp bunlardan bir kısmını öldürdü. Bir anda tekrar kanun dışına itilen Wyatt, sonunda Colorado’ya kaçtı. Bir süre saklandıktan sonra San Diego ve çevresinde sonradan ona epey para kazandıracak değerli gayrı menkuller alıp kumarhaneler açtı. Adamımız maceracı bir kişiliğe sahip olduğundan bununla da yetinmedi, Alaska’da altın arayanlara katıldı. Arada yarışçılık ve at yetiştiriciliği yaptı ve hatırı sayılır bir servetin sahibi oldu.
Aslında tüm bunlara karşın Earp’ün ünü daha çok Arizona, Teksas, Kansas gibi güney eyaletlerinde yaygındı ve doğuda fazla bilinmiyordu. Ancak daha sonra ölümüne yakın bir gazeteci ondan aldığı notlara kendi hayal gücünü de katarak bir çeşit Wyatt Earp efsanesi yarattı ve gerçek ile hayal birbirine karıştı. Anlaşılan bir şekilde geçmişteki düşmanları da ona epey kinlenmişti ki ölümünden sonra hayat hikâyesi yayınlandığında bazıları onun hakkında bir karalama kampanyası başlatıp yazılanların aksine onun çok gaddar bir insan olduğunu ve aslında kanun dışı yaşarken hatırı sayılır miktarda posta arabası soyup at hırsızlığına bile tenezzül ettiğini, kumarbazlık yoluyla birçok ocağı söndürdüğünü yazıp çizmeye başladılar. Earp’ün ikinci eşi kocasının ölümünden sonra gelen bu şöhret yüzünden onun anısına hakaret etmek İsteyenlerin ortaya çıkmasından rahatsız olup başına bunca dert açan biyografi yazarını dava ettiyse de iş işten geçmişti artık. 1929’da ölen Wyatt Earp tamamen efsaneleşmişti.

Earp kardeşleri ve Doc Holliday’i unutulmaz kılan olay ise Tombstone kasabasında Ok Corral denilen mevkide taraf olup kazandıkları meşhur düellodur. Bir tarafta kanun diğer taraftaysa şehri ele geçirmeye çalışan kanun dışılar vardır. Hatırlayın Teks de ailesiyle birlikte bu tip grup düellosu dediğimiz kavgalara girişmişti. Gerçi haydutların pusu kurması daha rastlanılır bir durum olsa bile bu olayda iki taraf adil bir vuruşmayla kapışmış, kimse kalleşçe yollara sapmamıştır. Ok Corraldak yaşanan erkekçe adil bir kavgadır. Gelelim bayazperdedeki yansımalarına. bunun Bir sonraki sayımızda uzun uzun bahsedeceğiz bundan.

TEX HASTALARINA NOTLAR
King Crimson- Epitapt: 1969 yılında Peter Sinfield bu eseri yazdığında yalnızca 22 yaşındaydı… Yaşına rağmen harikulade bir iş çıkarmış ve şarkıyı seslendiren King Crimson grubunun temel taşlarından birisi olmuştu. Şarkı 68 gençliğinin izlerini ve savaşsız bir toplum isteğinin en yoğun şekilde dile getirildiği dönemlerde yazıldı. Ve 1969 yılında progresif rock türünün bu en sağlam şarkılarından birisi ortaya çıkmış oldu.
”Karmaşa, Benim mezarım olacak.
Çatlamış ve kırılmış bir yolda yürürcesine.
Eğer başarabilirsek, hepimiz arkamıza yaslanıp gülebiliriz.
Ama korkuyorum ki yarın, ağlıyor olacağım..
Evet, korkuyorum ki ağlıyor olacağım..”





