
13. Mefisto Öyküsü (Türkiyede baskısı yapılmadı)
MEFİSTO’NUN ZAFERİ/SİERRA NEVADA
Bonelli Editore. Tex 741-742-743 ve 744. sayılar.
Bonelli Editore. Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim 2022.
Yazan. Mauro Boselli
Çizen. Fabio Civitelli
Kapak. Claudio Villa




Öykü: Mefisto yaşıyor! Ve ona, bir kez daha oğlu Yama ve Mefisto’nun hapisten kaçan kız kardeşi Lily katılıyor. Yeni, zapt edilemez bir sığınakta korkunç bir kötü adam çetesi var. Ancak kahramanlarımızın yanı sıra Mefisto’nun güçlü düşmanı Lama Padma da sahaya çıkar. Ve Narbas’ı çağırmak için El Morisco’ya giderler. Kötülüğün avı; karda ve çölde, sahte ipuçları, pusular, tuzaklar ve hayaletler arasında devam ediyor. Yama ve Mefisto’nun kurduğu tuzak, kahramanlarımızın etrafında daha da sıkılaşıyor. Eğer yeniden canlanan Yama, Padma’yı yenmeyi başarabilirse, Tex ve arkadaşları, silahlarını ve Narbas’ın sahip olduğu gizli kartı kullanarak onunla ve güçlü babasıyla nasıl yüzleşebilecek? Ya bir kez olsun kötülüğün güçleri galip gelirse? Kaliforniya Körfezi’ndeki gizemli adada Mefisto, en amansız düşmanına karşı zafer kazanacağını gösterecek son savaşı bekliyor…
Özellik: İki usta, bize yine bir sürü minik detay bırakmış, ya da mini testler yapmış. Çerezler ile başlayalım.
—Öykü, önceki üç sayının devamıdır.
—Bu proje için 2016 yılında çalışılmaya başlandı. Proje 2+3 kitap olarak tasarlandı, ama 3+4 kitap olarak bitti.
–En uzun Tex öyküsü mü? Biraz karışık; Şimdi incelediğimiz öykünün çizerleri de, yardımcı karakterleri de, mekanları da bu 4 kitaplık öyküde farklı. Yayınevi de soruyu ortada bırakmış. Yani durum flu.
—Bu öykü daha Ülkemizde basılmadı. Çünkü sırası gelmedi. Bir kaza olmazsa şubat 2027’de Lal Kitap‘tan çıkması gerekiyor.
—El Morisco, kardeş Lily, Lama Padma, Hindu Narbas ve eski şerif Behan (Doc! öyküsünden tanıdığımız, Earp’lerin düşmanı) yeniden sahnelerde.
—Öykünün onur konuğu ise tabii ki El Morisco. Tex okurlarının gönlünde taht kurmuş olan karakterin bizle 19. kez birlikte oluşu.
—Bu öyküde; Mefisto 13. kez, oğlu Yama 7. kez, kardeş Lily 4. kez ortaya çıkıyor. Eski dost Tom Devlin, Tex maceraları içinde 13. defa aramıza katılıyor. Padma 3. kez. Narbas ise 2. kez bu öyküde yer alıyor.

Boss’ ustanın senaryosu, Tibet‘teki bir manastırda geçen 15 sayfa ile başlıyor. Bu; ustanın Tex’in sürekliliğini yeniden düzenlemeye çalıştığı, Padma‘nın kim olduğunu açıklayan bir başlangıç sekansı. Padma’nın, oldukça gizemli ve daha yetkin bir Lama tarafından cezalandırılan ve Tibet’ten kovulan, karmasını temizlemek için dolaşmaya mahkum edilen bir düşkün Lama olduğunu öğreniriz. Ancak Boselli’nin hazırladığı özet ile Mefisto‘nun ağır yaralı olduğu anda, onu yaşama geri döndüren ve onu eğitenin Padma olduğunu keşfediyoruz. Orijinal 1965 versiyonu olan Kabus/Kızıl Ejder öyküsü biraz kafa karıştırıcıydı ve tarihleme olarak eksikliydi. Padma, Budist bir keşişten çok Çinli bir din adamına ya da kanaat önderine benziyordu. Çinli göçmenlerden oluşan bir mezhebi koruyan Kızıl Ejder. Bu öyküde Padma ile Mefisto arasındaki ilişkiyi daha iyi anlıyoruz.

Senaryo sanatının kuralları net. İlk perdenin sonu ile ikinci perdenin başlangıcı arasında bir değişiklik yapılması gerekiyor. Mauro Boselli bu nedenle anlatının hızını biraz yavaşlatmaya başlıyor. Böylece Boss’, bu uzun öykünün yarısında piyonları ve oyun tahtasını değiştiriyor. Böylece Cestaro Kardeşler‘in kışkırtıcı, Gotik tarzından Fabio Civitelli‘nin ferah çizimlerine geçiyor ve klasik western’in çok sevdiği geniş ve uzun çekimlere geri dönüyor. Mükemmel bir yansıtma ile olay örgüsü değişiyor. Şimdiye kadar kahramanlarımızı tehdit eden Mefisto idi, şimdi ise onu kovalayanlar Tex ve kankaları oluyor.

Bonelli Yayınevi‘nin açıklık kuralına saygı gösterme ihtiyacı, zaman zaman sahnedeki karakterlerle bağlantılı geçmiş olayları, okuyuculara özetleme konusunda aşırı ve didaktik bir üslubun tuzağına düşme tehlikesini yaratıyor. Dahası, senaryo çoğu zaman gereksiz ve tekrarlayan diyaloglara dönüyor. Yıllar sonra Tex ve Carson‘un hala paranormal olaylara tanık olduklarında deli olup olmadıklarını birbirlerine art arda üç kez sormaları. olay örgüsü sıklıkla çıkmaz sokaklara giriyor ve senarist bu çıkmazlardan ancak belki de pek etkili olmayan stratejiler kullanarak kaçmayı başarıyor. Aman bu eleştirilerimiz macerayı beğenmediğimiz anlamına gelmesin. Bunlar ‘kadı kızı kusuru’. 468 sayfalık bu uzun destan gerçekten çok başarılı. Aylık Tex kitapları 60 yıldır 112 sayfa olarak yayınlanıyor. 744 sayı yani öykünün son kitabı 132 sayfa. Gelelim Asıl meseleye. Bu çok uzun öyküde Boselli; çok fazla sayıda karakteri kullanarak, her birine çok özel roller vererek ve kariyerinin en zor performanslarından birini sunarak başarısını yine perçinlemiş. Sağlam olay örgüsü, çok sayıda alt konu ve karmaşa yumağı. İste Boselli.

Yeri gelmişken büyük usta Tito Faraci‘den bahsedelim. 1965 doğumlu bu ÇizgiRoman yazarı, 2022 yılında senaryo tekniklerini de anlattığı otobiyografik bir kılavuz kitap yayınladı. l’uomo con la faccia in ombra (Yüzü gölgede adam). Şöyle diyor. “Bu aynı zamanda ve her şeyden önce bir kılavuzdur, çünkü bir yöntem içerir. Size yöntemimi söyleyebilirim. Doğru olurdu ama aynı zamanda da yanlış. Benim kullandığım yöntem bu. Dünyada var olan tek yöntem bu değil ama işe yaradığına sizi temin ederim”. Ve bu öyküde bizi ilgilendiren bir şey daha söylüyor. ”Çizgi roman dünyasında (ve diğer sanat dallarında) temelde iki tür hikaye vardır: Dairesel olanlar ve doğrusal olanlar. İster Mickey Mouse, ister Donald Duck, ister Tex ya da Dylan Dog olsun, döngüsel hikayelerde hikaye başlar ve sonunda tamamen aynı başlangıç noktasına döner”. Bu öyküde de Boss’ usta aynı şeyi uygulamış.


Çizimler açısından Fabio Civitelli; ustalaştığı noktalı stili sayesinde, karda geçen bir sayının ardından, çöllerin ve geniş alanların çizimine yani güneybatının güneşli çöllerine hemen geri dönebilerek usta olduğunu kanıtlıyor. Eğer onu gerçekten eleştirmek istersek, onun üslubu, kasvetli atmosferinin hakim olması gereken bir Mefisto hikâyesi için fazlasıyla temizdir. Karakterlerin ruh durumu fazlasıyla narin. Civitelli, her zamanki gibi, klasik western’in tozlu atmosferinden uzak, akıcı ve temiz bir şekilde karakterlerin ana hatlarını çiziyor, ancak hassas tarzı ve çok incelikli noktalamaları her zaman en yüksek kalitede kalıyor ve her sayfa gözler için bir keyif. Neoklasik pozlara, figürlere, ton ve derinlik kazandırmak için müthiş kalemler/fırçalar kullanmış. Biraz sert gibi duran ama kesinlikle western olan, Tex dünyasında ki önemsiz, alışılmadık tiplemelerle zenginleştiriyor öyküyü. Detaylarla ve siyahla dolu, ama asla kararmayan temiz bir çizgi.

Boselli; Lily Dickart‘ı tekrar sahneye çıkardığında, belki de hapishanede geçirdiği yıllar sebebiyle daha ayakları yere basan ve rasyonel düşünen bir Lily çiziyor bize. Lily, üç suçlu arasında en zeki olanı neredeyse bu öyküde. Civitelli; Galep‘in bize zaten sakin biri olarak tasvir ettiği Padma gibi bir karakteri yeniden canlandırıyor, ama Lily Dickart‘ı yeniden tasvir etme biçimi Civ’ ustaya çok uygun. Claudio Nizzi‘nin daha soğuk ve kibirli Lily’si, Roberto De Angelis‘in etkileyecilikten uzak Lily’si. Ve Civitelli‘nin Lily Dickart’ı ise daha çok Casus Mefisto’daki ilk Lily’yi yaratan Galep‘in karakterini anımsatıyor.




Tex ve ekibi Meksika’ya gelir ve Tex’in eski müttefiki, Pilares’in Brujo’su, El Morisco‘ya gider. El Morisco, Tex severlerin gönlünde taht kurmuş bir karakter. G.L. Bonelli tarafından yaratılan ve grafiksel olarak Letteri tarafından karakterize edilen (o zamanlar Galep’in çizimlerine yardım ediyordu Letteri) gerçek adı Ahmed Jamal (Cemal) olan Brujo. O, Meksika’ya taşınan bir Mısırlıdır ve burada gizemli bilgiye sahip bir sihirbaz ve bilim adamı olan El Morisco kimliğini almıştır. Neden El Morisco deniyor? Çünkü; Morisco terimi, İspanya’da Müslüman kıyımı sırasında Hıristiyanlığa geçen ve daha sonra İspanya’dan sürülen Arapları ifade eder. (Bu konu dilbilimsel açıdan biraz problemli olsa da) Bu lakabı, Ahmed Jamal‘in Arap kökenine ve eski kültürlere dair bilgisine bir gönderme. Gizemli figürü ve benzersiz yetenekleri olan bir karakter. Karmaşık ve büyüleyici bir karakter olduğu için, Tex‘in birçok macerasını zenginleştirerek hikayelere egzotik ve gizem havası katıyor. El Morisco bir sihirbazdan çok daha fazlasıdır. O, eski uygarlıkları ve onların bilgilerini inceleyen bir bilim adamı, toplumun sınırlarında yaşayan yalnız ve gizemli bir adamdır. O, karmaşıklığı ve karizması sayesinde Tex okuyucularını hep cezbetti.


Padma’nın Dönüşü isimli, maceranın ikinci kitabında, kızkardeş Lily‘yi hapishane müdürü Behan ile arkadaşlık ederken görürüz. Lily hapishane şartlarını iyileştirmek peşindedir. Dikkatli Tex okuru ya da western film meraklıları Behan‘ı hatırlamıştır. Earp kardeşlerin düşmanı, Kovboylar Çetesinin ajanı olan yolsuz Şerif Johnny Behan, artık Yuma cezaevinin müdürüdür. Johnny Behan’ı merak edenler Tex Doc! öyküsünde (Özel Albüm 34.) ve Netflix‘de yayında olan Wyatt Earp and the Cowboy War dizisinde izleyebilirler Behan’ı.
(Sitemizdeki, Tex Doc ile ilgili inceleme yazısına bu link ile ulaşabilirsiniz)





El Morisco; öykünün bir yerinde dostu olan profesörden bahseder. Pedro Gomez de la Serna. (1806 – 1871) İspanyol hukukçu, politikacı ve 19. yüzyıl İspanyol hukukunun modernizasyonunda öncü bir isimdi. Gomez de la Serna, hukuk teorisi ve hukuk tarihi alanlarında tanınmış bir akademisyendi. Ayrıca, “Yeni Edebiyat Kavramı” kitabı ile İspanyol edebiyatını, Avrupa avangard kültürünün daha geniş çerçevesi içinde analiz etmekte öneme sahiptir. Hukuk ilkeleri ve Roma hukuku üzerine kitaplar yazdı ve modern İspanyol hukuk biliminin kurulmasına yardımcı oldu. Ayrıca 1855’teki ilk İspanyol medeni usul kanununun önde gelen taslak yazarlarından biriydi. Başsavcılık ve Yüksek Mahkeme başkanlığı yaptı. Ayrıca Madrid Üniversitesi rektörü ve Real Academia de Jurisprudencia y Legislacion başkanı olarak görev yaptı. Boselli, büyük ihtimalle El Morisco‘nun elinin, kolunun nerelere uzandığını bize göstermek için Serna‘dan bahsetti.


Tibetli keşiş Padma, El Morisco‘ya kadim bir kitap gösterir. Tibet Ölüler Kitabıdır bu kitap. Tibet Ölüler Kitabı (Bardo Thödol) nedir? Tibet Budizmi’nde ölüm ve ölüm sonrası yaşam hakkında derinlemesine bir inceleme sunan önemli bir metindir. Batı dünyasında büyük ilgi gören bu kitap, ölümün sadece fiziksel bir sona değil, aynı zamanda bilinç durumunda bir değişime işaret ettiğini savunur. Tibet Budizmi‘nin önemli metinlerinden biridir. Kitabın önemi şudur. Ölüm korkusuyla başa çıkmak için pratik yöntemler ve bilinç ve ruhsal gelişim üzerine derinlemesine bir bakış açısı sunar.
Kitabın Amacı
—Ölüm Sonrası Yaşam: Ölümle birlikte başlayan ve yeniden doğuşa kadar süren bir ara dönem olan Bardo’yu detaylı bir şekilde açıklar. Bu dönemde ruhun çeşitli deneyimler yaşayacağı ve bu deneyimlerin gelecekteki reenkarnasyonunu etkileyeceği belirtilir.
—Rehberlik: Ölüm anından itibaren ruha rehberlik etmek amacıyla yazılmıştır. Ölümle ilgili korkuları azaltmayı, ruhun karışıklığını gidermeyi ve doğru bir yeniden doğuşa ulaşmayı hedefler.
—Bilinç ve Dönüşüm: Bardo Thödol, bilincin doğası, ölümün anlamı ve dönüşümün önemi üzerine derinlemesine bir inceleme sunar. Bu sayede okurların, kendi yaşamları ve ölümle ilgili düşüncelerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.



Altar Çölü kitabında, Sinek Tanrısının şeytanları olan sinekler ekibimize saldırırlar. Kimdir bu Sineklerin Tanrısı? Ayrıca; Tex maceralarında, özellikle Carson‘un kullandığı, beddua edilirken ya da şaşkınlık anında kullanılan bir isim vardır. Beelzebub: Bir Asur-Fenike tanrısı. (Baalzevuv) Kenan şehrinin sakinleri, onu en yüksek otoritenin özelliklerine sahip bir sinek şeklinde tasvir etti. Aynı zamanda Filistinliler tarafından da saygı gördü. Ancak Yeni Ahit’te iblislerin prensi ve Matta İncili’nde Şeytan/İblis olarak adlandırılan Yahudiliğin iblisi olarak biliniyor. Lucifer ve bazı diğer ilah adları ile birlikte cehennemi yöneten 7 Cehennem Lordundan biri olarak anılır. Tanah‘ta geçen ve sineklerin efendisi anlamına gelen Baʿal Zevuv‘dur. Ayrıca, insanları sinek ısırıklarından koruyan bir Tanrı olarak kabul edildi ve aynı zamanda tıp biliminin hamisi bir Tanrı idi. Ama, Sineklerin Tanrısı olması hala net değil.

Beelzebub’un Temsil Ettikleri nelerdir?
—Kötülük: İbrahimi dinlerde genellikle kötülüğün, günahların ve cehennemin bir temsili olarak kullanılır. Şeytanın en önemli yardımcılarından biri olarak kabul edilir.
—İsyan: Tanrıya karşı isyanın ve otoriteye karşı gelmenin bir sembolüdür.
—Cehennem: Cehennemin yöneticisi olarak da görülür.
—Güç ve otorite: Bazı kültürlerde Beelzebub, büyük bir güç ve otoriteye sahip bir figür olarak tasvir edilir.
Farklı Kültürlerdeki Yansımaları
—Hristiyanlık: İsa’ya karşı gelenlerin kullandığı bir suçlama olarak sıkça geçer. Şeytanın en yakın yardımcılarından biri olarak tasvir edilir.
—Okültizm: Bazı okültist çevrelerde Beelzebub, güçlü bir iblis olarak kabul edilir ve çeşitli ritüellerde adı geçer.
—Popüler Kültür: Beelzebub, sinema, edebiyat ve oyunlarda sıkça kullanılan bir karakterdir. Genellikle kötü karakter olarak tasvir edilir.


Üçüncü kitap olan Altar Çölü‘nde Maestro Narbas ve Padma, El Morisco’nun kütüphanesini incelerken hayranlıklarını belli etmeden duramazlar. Ama biz de El Morisco‘nun nasıl bir bilgin olduğunu anlarız bu arada. Farklı sayfalarda, 2 yerde görürüz kitapların bir kısmını. İlkinde üç kitap dikkatimizi çeker. Vampirisnus. Demonology ve Malleus Maleficarum.



Daemonologie ilk olarak 1597’de İskoçya ve İngiltere Kralı VI. James tarafından çağdaş büyücülük ve antik kara büyüde kullanılan çeşitli kehanet yöntemleri arasındaki tarihi ilişkiler üzerine felsefi bir tez olarak yayınlandı. James İngiltere tahtına oturduğunda 1603’te tekrar basıldı.


Malleus Maleficarum (Cadıların Çekici), büyücülük hakkında en iyi bilinen incelemedir. Alman Katolik din adamı Heinrich Kramer tarafından yazılmış ve ilk olarak 1486’da Alman şehri Speyer’de yayınlanmıştır. 15. yüzyıl demonoloji literatürünün özeti olarak tanımlanır. Kramer kitabı Roma Katolik Kilisesi’nin görüşü olarak sunmuştur.


İkinci resimde de bazı kitaplar görürüz. St Augustine İncilleri; 6. yüzyıldan kalma bir İncil Kitabıdır ve 1575’ten beri Cambridge Corpus Christi College’daki Parker Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. İtalya’da hazırlanışından kısa bir süre sonra İngiltere’de gelmiştir. 16. yüzyılda muhtemelen yaklaşık bin yıldır Canterbury’de kilisede bulunuyordu. Bu el yazması, günümüze ulaşan en eski resimli Latince, Yunanca veya Süryanice İncil Kitabı’dır. Avrupa’nın da en eski kitaplarından biridir. İki tam sayfa minyatür, sanat tarihinde büyük öneme sahiptir.


Tertullianus; (MS 155 – MS 220) Afrika’daki Roma eyaletindeki Kartaca’dan, üretken bir erken dönem Hristiyan yazarıydı. Kapsamlı bir Latin Hristiyan edebiyatı külliyatı üreten ilk Hristiyan yazardı ve çağdaş Hristiyan Gnostisizmi de dahil olmak üzere sapkınlığa karşı bir erken dönem Hristiyan savunucusu ve polemikçiydi. Tertullian, Latince yazan ilk ilahiyatçıydı ve bu nedenle ‘Latin Hristiyanlığının babası’ ve ‘Batı teolojisinin kurucusu’ olarak anılmıştır. Muhtemelen, Kutsal Üçleme terimini en çok kullanan, yazar olmasıyla ünlüdür. Üçlü Birlik doktrini aynı özden gelen, ilahi kişide var olan, tek bir Tanrı’yı tanımlar. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ( İsa Mesih ) ve Kutsal Ruh Tanrı.


Fray Luis de Leon. (1527-1591) Salamanca Üniversitesi’nde İncil bilginliği profesörü olarak görev yaparken Fray Luis, İspanyol Hristiyan şiirinin birçok ölümsüz eserini yazdı ve hem İbranice şiirini hem de Latin Hristiyan şiirini İspanyolcaya çevirdi. Dindar ve inançlı bir Roma Katolik rahibi olmasına rağmen Fray Luis, İspanyol Yahudi Konverso ailesinden geliyordu.


Bir önceki öykü olan Dr Weyland’ın Akıl Hastanesi öyküsünde Mefisto sürekli oğlu Yama‘yı aşağılıyor ve beceriksizlikle suçluyordu. Bu öyküde roller değişti. Yama güçlerinden emin ve babasını korkaklıkla suçluyor.


Son kitapta, Lama Padma, Yamanın gücünü kırmak için elindeki Dorje‘nin yardımıyla Yama’yı felç eder. Tibet Vajra Dorge’si (Şeytan Tokmağı) gerçekte ne işe Yarar. Kutsal sembol olarak, Vajra Pestle, derin bilgeliği ve gerçek aydınlanmayı temsil eder. Çeşitli sorunları ortadan kaldırmak ve engelleri aşmak için güçlü bir araç görevi görür. Ve Dini törenlerdeki önemi, ilahi enerjiyi kanalize etme ve iç huzuru desteklemedeki rolüdür. Budist geleneğe saygıyı temsil eder.


Tex, son bölüm olan Mefisto’nun Zaferi kitabında, Tiburon adasına nasıl gidebileceğini, oranın neresi olduğunu bilmediğini söylüyor. Nasıl bilmez? Oraya daha önce de gitmişti! ”El Rey’‘ macerasında (Bonelli Editore 90. sayı. 1969) adayı üs olarak kullanıp Meksika’yı ele geçirmeyi hayal eden El Rey (İspanyolcası Kral) ile kapışırlar. El Rey’in ini olan Tiburon Adası‘ndaki kaleyi aşan Tex ve Carson, diktatör adayını alt ederler.


Tibet’li keşiş Padma‘nın, Bonpa Tarikatı Laması olduğundan macera süresince bir kaç defa söz ediliyor. Bon; Tibet Budizmi ile birçok benzerlik ve etki paylaşan yerli Tibet dinidir. Onuncu ve on birinci yüzyıllarda gelişti, ancak daha önceki/eski Tibet dini geleneklerinden unsurları da barındırmaktadır. Bon, özellikle Himalaya bölgelerinde yaygındır ve Tibet’te bir azınlık dinidir. Bon ile Tibet Budizmi arasındaki en önemli fark, eski Budizm öncesi unsurları da korumasıdır. Bon’a göre, tüm gerçeklik, Kuntuzangpo (İyilik) denilen erkek yönü ve Kuntuzangmo denilen dişi yönü olan ilke tarafından kaplanmıştır. Ayrıca, Budist Dharmakaya fikrine benzeyen ‘Bon beden’ olarak adlandırılan şeyle ve ‘Budha doğası’ na benzeyen ‘Bon doğası’ (Bon nyid) ile de özdeşleştirilir. Bu ilke, tüm gerçekliğin kaynağıdır ve ruhsal kurtuluşa ulaşmak için, kişinin bu nihai doğaya dair içgörüye sahip olması gerekir. Yani, Padma‘nın Bonpa‘dan kovulması ve geri dönmek için yaptıkları bu yüzden.

Bu dört kitaplık öykünün en önemli özelliği, her kitabın birbirine uzak olmayan ama değişik coğrafi özellikleri olan mekanlarda geçiyor olması. Önce Nevada dağları, sonra Tahoo gölü, Altar çölü ve Tiburon adası. Tam bir turistik seyahat. Her biri kendi farklı özelliği olan şahane yerler. Bu yerlerin hepsi de gerçek. Boss’ ve Civ’ ustalar derslerini çok iyi çalışmış.

Sierra Nevada, Kaliforniya’nın Orta Vadisi ile Büyük Havza arasında, Batı ABD’de bir sıradağdır. Bu sıradağların büyük çoğunluğu Kaliforniya eyaletinde yer alırken, Carson Sıradağları esas olarak Nevada’da yer alır. Sierra, kuzey-güney yönünde 640 km uzanır ve genişliği doğu-batı yönünde 80 km ile 130 km arasında değişir. Dikkat çeken özellikleri arasında hacim bakımından dünyanın en büyük ağacı olan sekoya ağacı ormanı, Kuzey Amerika’nın en büyük dağ gölü olan Tahoe gölü, ABD’nin en yüksek noktası olan 4.421 m yüksekliğindeki Mount Whitney ve yüz milyon yıllık, buzullar tarafından oyulmuş, yüksek şelaleler içeren Yosemite Vadisi yer alır. Sierra, üç ulusal parka, yirmi altı vahşi yaşam alanına, on ulusal ormana ve iki ulusal anıta ev sahipliği yapmaktadır. Bu alanlar arasında Yosemite, sekoya ve Kings Canyon Ulusal Parkları yer almaktadır.



Tahoe Gölü, ABD’nin, Sierra Nevada dağlarında, Nevada ve Kaliforniya sınırında bulunan ve Carson City‘nin batısında yer alan büyük tatlı su gölüdür. Tahoe gölü, Kuzey Amerika’nın en büyük tatlı su gölüdür. Gölün derinliği 501 m olup ABD’nin en büyük gölü olan Krater Gölü’nden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Tahoe gölü, sıcak ve kuru yazlar ve düzenli kar yağışlı soğuk kışları ile karasal iklime sahiptir. Yağışların çoğu Kasım ve Nisan ayları arasında kar olarak düşse de, hızlı kar erimesiyle birleşen sağanak yağmurlar büyük sellere neden olur. Tahoe, hem Nevada hem de Kaliforniya’da önemli bir turistik çekim merkezidir. Kış sporları, yaz aylarında açık hava rekreasyonu ve yıl boyunca keyfini çıkarabileceğiniz manzaralara ev sahipliği yapar.


Altar Çölü ya da orijinal ismiyle Gran Desierto de Altar. Meksika’nın kuzeybatısındaki Sonora Çölü‘nün önemli alt eko bölgelerinden biridir. Kuzey Amerika’daki tek aktif Erg kumul bölgesini içerir. (Kum denizi anlamına gelir. Çok az veya hiç bitki örtüsü olmayan geniş, düz bir çöl alanıdır. Kelime, kumul alanı anlamına gelen Arapça ʿirq kelimesinden türemiştir) Çöl, Kaliforniya Körfezi’nin kuzey sınırının büyük bir kısmına kadar uzanır ve doğudan batıya 100 kilometreden fazla ve kuzeyden güneye 50 kilometreden fazla uzanır. Sonora Çölü’ndeki en büyük sürekli vahşi yaşam alanını oluşturur. Gran Desierto’daki kum günümüzden yaklaşık 120.000 yıl önce Kolorado Nehri tarafından getirilmiştir.


Tiburon Adası, 1.201 km² alanıyla Kaliforniya Körfezi‘ndeki ve Meksika‘daki en büyük adadır (Marmara Adası yaklaşık 110 km²’lik, Kıbrıs 9.250 km² bir alana sahiptir). Issız bir adadır ve 1963 yılında doğa rezervi ilan edilmiştir. Midriff Adaları veya Islas Grandes olarak bilinen adalar zincirinin bir parçasıdır. Adada volkanik kökenli belirgin bir dağ sistemi gerçekten bulunmaktadır. Tiburon Adası, yüzyıllardır hatta binlerce yıldır, Seri halkının bazı gruplarının (veya klanlarının) geleneksel vatanının bir parçasıdır. Seri veya Comcaac halkı, Meksika’nın Sonora eyaletinin yerli bir grubudur. Seri dili bölgedeki diğer tüm dillerden farklıdır. Apache ve Yaqui’lerin yanı sıra Seriler, İspanyollar ve daha sonra Meksikalılar tarafından boyunduruk altına alınmaya karşı direnişleriyle en çok tanınan amansız savaşçılardır.





Tex ile ilgili bilgiler almak için Herkesi Facebook’ta Tex Willer Meraklıları Haberleşme Ağı‘nı takip etmeye bekliyoruz.
https://www.facebook.com/groups/863513165920549?locale=tr_TR

