LANETLİ SOY

4.öykü
Lal Km 1. cilt/4.sayı
Senaryo: A. Castelli
Çizimler: F. Bignotti
Kapak: G. Alessandrini
İlk yayın tarihi. Temmuz 1982

Lal KM 1. cilt/4. sayı

Lal KM Serisi
Lal 4/Lanetli Soy-3. sayfadan başlar-66. s.biter (64 s). KM 1/4. 291 ile 354 arası.
Toplam 64 sayfa.

Tay İlk Seri 3. sayı

Tay İlk Seri
Tay İlk 3/Lanetli Soy-35.sayfadan başlar-98. sayfada biter.
toplam 64 sayfa.

Tay Büyük Albüm Serisi 3

Tay Büyük Albüm Serisi
Tay Büyük 3/Lanetli Soy-3.sayfadan başlar 66. sayfada biter.
toplam 64 sayfa.

Roma’nın 80 km kuzeyi, Aurelia ve deli bir katil. Küçük çaplı bir mezar soyguncusu olan Bardini…

Bardini, ilgi çekeceğini düşündüğü antik bir parça bulur. Parçayı Beverly’ye veremeden öldürülür. Tabii ki Martin bu işe bulaşacaktır. Bu arada Beverly, Etrüsk uzmanı Franco Sazzani ile tanışır. Yolları Macchia Grande’ye çıkar (Büyük Koru). Burası Etrüsk’lerin büyü merkezidir. Ve, deli katil ortaya çıkar…

Etrüsk Fresk’i

Bu, İtalya’da geçen ilk Martin Mystere hikayesi. Martin’in İtalya ziyaretleri sırasında gazetelerle ilgili tercihini ​​La Repubblica’dan yana yaptığını görüyoruz (sayfa23).

Romus ve Romulus

Etrüsk’lerin kökeni ile ilgili çokça tez olduğunu biliyoruz. Çünkü tarih sahnesine aniden çıkmaları kafa karıştırıyor. Ve çokça da efsaneye sebep oluyor. Ama tarih ve bilim alanındaki gelişmeler suları biraz berraklaştırıyor. Bir de Türkler’le akrabalıkları 1850’li yıllardan beri gündemde. Mustafa Kemal Atatürk bu konuyu çok ciddiye aldığı için çeşitli araştırmalara olanak sağlamıştır. Bu konuda unutamayacağımız bilim insanı, tarihçi Kazım Mirşan’dır. Unutmayalım Atatürk, Mu ile de ilgilenmiştir (bu konuyla ilgili linkler yazının sonunda).

Bu serideki düzeltmeler devam ediyor. Atlantis amblemi (ya da simgesi) de değişime uğrar. Sembolün sistematik olarak güncellenmesi, bu sayının 22., 36. ve 51i sayfalarında devam eder. Hatta anlaşılmaz şekilde 15. sayfadaki Diana’nın tipi de değiştirilir!?.

Kitabın ekinde, Etrüsk uygarlığı hakkında bilgi sayfası bulunmaktadır (yazının sonunda bulacaksınız).

Diana “Buraya davetli olarak geldin ve kaçakçılarla başın belaya girdi…Sanki belaları üzerine çekiyorsun!..”

Martin “Neredeyse ben de öyle olduğunu düşünmeye başlıyacağım…”

Alttaki yazı orijinal İtalyanca ve bazı Tay serilerinde basılmış olan yazıdır.

İTALYA’DA KURULAN İLK UYGARLIK

Roma nasıl kuruldu? Ne zaman ve kim tarafından? Çoğunluk bu soruların cevabını “MÖ 753 yılında, Romulus tarafından” diye bilir. Aslında bu bir yanılgıdır… Tarih bilimi günümüzde kesinlikle kanıtlamıştır ki, Roma bu tarihten iki asır sonra, Tarquinius Prisco adında bir Etrüsk kralı tarafından kurulmuştur. Kentin adı da Romulus’dan değil, Etrüsklerin bu bölgenin ilk yerlilerine verdikleri “Ruma” adından gelir. Fakat Romalılar yarımadaya egemen olduktan ve kentlerini “Caput Mundi” (Dünyanın Merkezi) ilan ettikten sonra tarih boyunca galiplerin hep yapmış oldukları gibi, yenik düşürdükleri Etrüsklerin izlerini tamamen yok ettiler ve uygarlıklarının bu ulusa çok şey borçlu olduğunu unutturdular. Ancak Romalıların bu unutturma çabaları, Etrüsk halkının, diğer uluslarınkinden daha az esrarengiz olmayan efsanelere sahip olmasını önleyemedi.

ETRÜSKLER’İN YERLEŞİM MERKEZLERİ

Etrüsk uygarlığı bugünkü Toscana ve Kuzey Lazio’da gelişti, ama bu uygarlığın izlerine Emilia’da, Veneto’da (Spina). Lombardia’da (Mantova) da rastlanır.

Cerveteri, Tarquinia, Viterbo, Marsiliana, Saturnia, Volterra, Vetulonia, SaGiuliano, Civita Giovenale de, bu uygarlğa ait mimari örneklerin, sanat eserlerinin, mezarların ve mezarlıkların görüldüğü önemli merkezlerden bazıları. Mezarlıklar Etrüsk mimarisinin en etkileyici örnekleridir. Bunlar çeşitli şekillerdeki mezarlardan meydana gelen, bazıları Etrüsklerin evleri gibi kulübe şeklinde yapılmış gerçek kentlere benzeyen geniş alanlardır. Resim, heykel ve kabartmalarla süslü bu mezarların hepsi de, ölümü uzun bir yolculuk olarak kabul eden Etrüsklerin inanışlarına uygun olarak, ölünün her türlü ihtiyacını sağlayacak tarzda donatılmışı.

Etrüsklerin mezarları gerçek sanat hazineleri ile (vazolar, heykeller, mücevherler) donandığı için ne yazık ki mezar hırsızları tarafından acımasızca yağmalanmışlar ve İtalyan Devleti’ne ait bu hazineler el altından sanat tüccarlarına satılmıştır.

ETRÜSK UYGARLIĞI’NIN DOĞUŞU

Etrüsk uygarlığı, MÖ 9. veya 8. yüzyılda, demir çağını yaşamakta olan İtalya’da birdenbire ortaya çıktı. Etrüskler en parlak çağlarını MÖ 7. ve 5. yüzyıllar arasında yaşadılar. Endüstri ve tarımda gelişmeler kaydedildi, kentler, mezarlıklar, inşa edildi, diğer ülkeler ile ticari ilişkiler kuruldu.

Halk, “Lucumoni” denen 12 bilge tarafından yönetilirdi. Ayrıca “Aruspici” adı verilen din adamları da çok önem taşırdı. Bunlar taze hayvan ciğerinden veya doğa olaylarından esinlenerek fal bakarlar, geleceği söylerlerdi. Etrüsklere ait ilk yazılı belgeler bu yüzyıllardan kalmadır. Etrüskler zamanla Yunan kolonilerini de ele geçirdiler (aynı zamanda bunlarla yoğun bir kültür alışverişi yaptılar ve topraklarını gitgide genişlettiler. Bu arada Etrüsk uygarlığının etkisinde kalan ve Tiber Nehri civarındaki yedi tepelerde yaşayan kabileler, örgütlenmeye başladılar. Ve bunlardan. Etrüsklerin sonunu getirecek olan Roma uygarlığı doğdu. Netekim fetihlerle genişleyen Etrusk ülkesinde merkezi otorite zayıflamış, gerileme sürecine girilmişti. Etrüskler MÖ 90 yıllarında tamamen Roma hakimiyeti altına girdiler ve sadece tinselcilik, büyü ve gelişmiş bir ölüm kültürü ile adlarını duyurmayı bir süre daha sürdürdüler. MS I. yüzyılda ”Safkan Etrüskler” Romalılar tarafından tamamen yok edildiler..

ETRÜSK MUAMMASI

a) Doğuşu: Daha önce de belirttiğimiz gibi, Etrusk uygarlığı, sanki bir dış etkiden kaynaklanmış gibi aniden ortaya çıkmıştır. Kendilerine Rasenna adını veren Etrusklerin açıkladıklarına göre uygarlıkları Tarquinia’nın efsanevi kurucusu Tarconte ile başlar. Kendisi, topraktan doğduğuna inanılan antik bilimci Tarchies’den ilham almiştir. Sözü edilen efsane Martin Mystere’in bu macerasında anlatılıyor.
Bilim adamlarının Etrusk uygarlığının doğuşuyla ilgili görüşleri her zamanki gibi çeşitlidir. Bazılarına göre, Etrüsklerin, kökenini Anadolu’dan göç ederek Tiren kıyılarına çıkan Lidyalılar teşkil etmektedir. Bazıları ise, İtalyan yarımadası’nda demir çağını yaşamakta olan uygarlıklardan birinin gelişme göstererek Etrüsk uygarlığını meydana getirdiğini savunurlar.
b) Yazı: Genelde Etrüsk yazısının garip ve okunulması olanaksız birtakım işaretlerden meydana geldiği düşünülür. Gerçekte ise Etrüsk alfabesi mükemmel bir şekilde çözülmüştür ve üzerinde birkaç gün çalışan herkes bu yazıları okumayı başarabilir. Harflerin karakteri günümüz harflerine çok benzer, ancak Etrüsk yazısı sağdan sola doğru yazılırdı. Etrüsk yazısının bu güne kadar okunamadığı söylentileri doğru değildir. Büyük bir kısmı deşifre edilmiştir. Bunlar cenaze törenleri ile ilgili yazılar veya toprak sınırlarını belirleyen belgelerdir. Bunların bir bölümü Latinceye de çevrilmiştir.
c) Büyü ve cenaze törenleri: Bazı kehanetlerde bulunma biçimleri (örneğin hayvan karaciğerini incelemek gibi) ve özellikle daha önce bahsettiğimiz mezarlıklara ölüleri gömme teknikleri hiçbir Kuzey Akdeniz uygarlığına benzememektedir. Aruspiciler’in gelecekle ilgili oldukça doğru tahminlerde bulunduklarını göz önüne alırsak (uygarlıklarının ne zaman sona ereceğini tam olarak bilmişlerdi) Etrusk büyüleri hakkında esrarengiz efsanelerin doğmuş olmasına şaşmamak gerekir.

Etrusk uygarlığının simgesi olan aslan başlı, yılan kuyruklu ve sırtında bir keçi başı bulunan mitolojik canavar. (Arezzo)

MACCHIA GRANDE (BÜYÜK KORU) EFSANESİ

Viterbo yakınlarındaki Macchia Grande’de, bir zamanlar “Fanum Valtumnae” yani Tanrı Voltumna’nın mabedinin bulunduğu sanılıyordu. Burası eski Etrüsk uygarlığının büyü merkeziydi. Bugüne kadar hiçbir arkeolog bu esrarengiz mabedin kalıntılarını bulmayı başaramadı ama o bölgede, eskiden beri garip efsaneler anlatılır. Bu efsanelerde esrarengiz şekil değişikliklerinden söz edilir: Örneğin çocuk başlı bir yılan vardır ve ihtiyarladıkça boyu kısalmaktadır. Köylüler ona “Regolo” veya “Yılanların Kralı” derler.
Yine bu bölgede altın yumurtlayan (veya efsaneyi nakledene göre siyah yumurta yumurtlayan) bir tavuktan bahsedilir. Bu tavuk bir mağarada yaşar ve her yüzyılda bir kere dışarı çıkar.
Bu maceramız, Etrüskler hakkında söylenmiş çeşitli efsanelerden biri ile ilgilidir.

MARTİN’İN ÇOK MERAKLISINA

Etrüsk’ler “Etrüskler İtalya’da dönemlerindeki diğer kavimlerden çok daha ileri bir uygarlık düzeyindeydiler…” (Vikipedi) (Link)

Etrüskler Türk müydü? “Homeros’a göre Truvanın düşüşü M.Ö. 1250 – 1200 arasında olmuştur. Bu varsayıma göre göçün kaynağı sadece Ege’dir…”( Fahrettin Kerimov) (Link)

Kazım Mirşan, Ön Türk Savları ve Etrüskler “Bu göç aslında Eski Yunan efsanelerinde Antik çağda Anadolu’dan İtalyan yarımadasına yapılan…”

Etrüskler (Tursakalar) Türk İdiler “Arkeolojik kazılardan çıkan buluntular çoğaldıkça, Etrüsklerin dili, sanatı ve başka özelliklerinin, İtalyanlarınkinden değişik olduğu…” (Şengül Bağcı,) (Link)